Kuran, Tanrı’nın dünyaya Son Ahitidir ve O, onu en ufak bir bozulmadan korumaya söz vermiştir (15:9). Bu nedenle Kuran, onu koruyan ve ona hizmet eden görünmez kuvvetlerle çevrilidir (13:39, 41:42, 42:24).

 

  Başka herhangi bir kitabın aksine Kuran, Tanrı tarafından öğretilir (55:1-55:2); O, ihtiyacımız olan vakitte ihtiyacımız olanı bize öğretir. Bu yüzden Kuran’ı yüzlerce kez sıkılmadan okuruz. Mesela bir romanı sadece bir kez okuyabiliriz. Fakat Kuran sonsuz sayıda okunabilir ve biz her zaman ondan yeni ve değerli bilgiler çıkarırız. Öte yandan, samimi olmayan okuyucular—yani Kuran’ı, onda hata bulmak için okuyanlar—Kuran’dan çevrilirler (7:146, 17:45, 18:57, 41:44). Doğrusu, Tanrı’nın görünmez güçleri aradıkları hataları bulmalarına yardımcı olur. Kuran mükemmel olduğundan, böyle “hatalar” sadece Tanrı’nın düşmanlarının aptallığını açığa vurmaya hizmet eder.

 

  Tanrı, Kuran’ı tanımlamak için Kendi sıfatlarını kullanır; Kuran’ı “ ‘Azim = Büyük” (15:87), “Hakim = Bilgelik dolu” (36:2), “Mecid = Şanlı” (50:1) ve “Kerim = Şerefli” (56:77) olarak isimlendirir. Biz ne diyebiliriz ki?

 

  Kuran, dillerinden bağımsız olarak tüm insanlara Tanrı’nın mesajı olduğundan, Kuran, dillerinden bağımsız olarak imanlılar için erişime açıktır (41:44). Bu, derin bir olguyu açıklamaktadır: Arapça bilmeyen imanlılar, Kuran’ı, Arapça konuşan imansızlardan daha iyi bilirler. Kuran’a hizmet eden görünmez kuvvetlerden dolayı o, samimi imanlılara kolayca ve zevkli bir şekilde ulaşılabilirdir ve imansızlar için ise tamamen erişime kapalıdır (17:45, 18:57, 56:79).