1989 - Kasım Ayı
KURAN'DA KEŞFEDİLEN
YENİ MÜTHİŞ MUCİZELER
Tucson Mescidi’ni ziyaret
edenler, Yüce Tanrı tarafından "En büyük mucizelerden biri"
(74:30-35) olarak tanımlanan bir mucizeye tanık olurlar. Güney duvarına,
üzerinde çok uzun bir sayının yazılı olduğu uzun bir kâğıt (40 inç/92 cm)
asıldı. Bu uzun sayı, Kuran'daki her bir ayeti içerir ve her suredeki ayet
sayısı bulunduğu ayetten önce gelir. Böylece, 1’nci sure 71234567 numarasıyla
temsil edilir. 2’nci sure 286 ayetten oluşur ve bu sebeple 286 12345....285 286
uzun sayısı ile temsil edilir. Bu, Kuran’ın tüm sureleri için yapılır ve bu
sayılar yan yana koyularak 12692 rakamdan oluşan devasa bir sayı oluşur ve şu
şekilde görünür:
712345672861234………. 6123456
Kuran'daki her ayetin
numarasını içeren bu çok uzun sayı 19'un katıdır. 12692 rakamdan oluşur ve bu
sayı da 19'un katıdır. S.P. okuyucuları bu mucizeye aşinadır. Bu, herhangi bir
zamanda ve herhangi bir yerde, herkesin tanık olabileceği sürekli bir
mucizedir.
İmanlılara Toplu İlahi Esin
United Submitter International’ın yıllık konferansı esnasında (1-3 Eylül 1989), Dr. Ali Fazely Kardeşimiz,
Abdullah Arık Kardeşimize yukarıda gösterilen uzun sayıyı yazarken Besmelelerin
dikkate alınmadığını söyledi. Besmeleler Kuran'ın ayrılmaz bir parçasını
oluşturduğundan, Ali onları da ayetlerin numaralarının yazımına dâhil etmemizi
ve numaralandırılmamış her Besmeleye bir sıfır rakamı atamamızı önerdi.
Kuran'da 2 adet numaralandırılmış Besmele (1:1 ve 27:30) ve 112 adet
numaralandırılmamış Besmele bulunmaktadır. Besmelesiz tek sure
9’ncu suredir.
Başka Bir Müthiş Mucize
Abdullah Arık kardeşimiz sure
numarasını, ardından ayet sayısını ve her ayetin numarasını yazdı.
Numaralandırılmamış her Besmele'ye bir Sıfır atandı. Böylelikle, 1’nci sure
şu sayı ile temsil edilir:
1 7
1234567
2’nci sure şu sayı ile temsil
edilir:
2 286
012345…....286
Bu, 114 surenin tamamı için
yapılır. 9’ncu sure şu sayı ile temsil edilir:
9 127
12345………127
Önünde Besmele
bulunmayan tek surenin 9’ncu sure olduğunu akılda bulundurmak önemlidir. Ayet
sayısı (127) ile 1’nci ayet arasına sıfır koyarsak, bütün bu olgu çöker. Aynı
şekilde, 128-129 sahte ayetleri dâhil edilirse de bu olgu çöker.
Son sure şu şekilde temsil
edilir:
114 6
0123456
Tüm 114 sureyi temsil eden
sayılar, 13038 basamaktan oluşan çok uzun bir sayı oluşturmak için yan yana
yerleştirilir. Bu çok uzun sayının 19'un katı olduğu bulunmuştur.
Nihaî
Mucize
Kuran’daki tüm ayetlere
bakalım ve onlara ilk ayetten son ayete kadar ardışık numaralar verelim.
Böylece, Anahtar Suresi 1'in 7 ayeti aynı numaralara sahip olacaktır (1'den
7'ye kadar). Sonra 2’nci surenin Besmelesine geliriz; ona 8 numarasını veririz.
2’nci sure’nin ilk ayetine 9 numarası verilir ve bu şekilde Kuran'ın sonuna
kadar devam ederiz. Son ayet 114:6'dır ve 6346 (19x334) olarak
numaralandırılmıştır. Bu bize iki numaralandırma sistemi verir; her surenin
içinde bildiğimiz ayet numaraları ve ardışık numaralar.
Şimdi surenin numarasını,
ardından ilk ayetin numarasını, ardından bu ayetin sıra numarasını yazalım ve
bu şekilde Kuran'ın sonuna kadar devam edelim. Böylece, önce Sure 1'in
numarasını, sonra da sıralı numaralarıyla birlikte ayetlerinin numarasını
yazıyoruz:
1 11
22 33 44 55 66 77
Sonra ikinci surenin
numarasını, ardından 2’nci surenin Besmelesi için Sıfırı, ardından bu
Besmelenin sıra numarası olan 8'i, sonra 2’nci surenin ilk ayeti için 1'i,
ardından 2:1 ayetinin sıra numarasını yazarız ve bu böyle devam eder:
2 08
19 210 311…… 286 294
Dolayısıyla, ilk iki sureyi
temsil eden sayı şu şekilde ifade edilir:
1 11
22 33 44 55 66 77 2 08 19…286 294
Son sureyi temsil eden sayı,
sure numarası (114) ile başlar, ardından numaralandırılmamış her Besmeleye
atanan numara (0), ardından o Besmelenin sıra numarası (6340), ardından 1,
sonra 6341, sonra 2, sonra 6342, sonra 3, sonra 6343, sonra 4, sonra 6344,
sonra 5, sonra 6345, sonra son ayet (6), sonra da 6346 gelir:
114 0
6340 1 6341.... 6 6346
Ortaya çıkan çok uzun sayı:
[1] 12806 rakamdan oluşur
(19x674),
[2] 37088 basamaktan oluşur
(19x1952) ve bu
[3] çok uzun sayının kendisi
de 19'un katıdır.
Bu mucizevi olgu, Kuran'ın büyük
mucizesine daha da güç katmakta ve 9:128-129'un asla Kuran'a ait olmadığı yönünde
daha fazla kanıt sunmaktadır.
ALLAHU
EKBER.
Muhammedîler Cehenneme
Gitmekte Israr Ediyor
Tanınmış bir Müslüman âlim,
Besmele'nin (1:1 Ayeti) 19 harften oluşmadığı ve Muhammed peygamberin Arapça
isminin 5 harften oluştuğu temelinde, benim Tanrı’nın Antlaşma Elçisi olduğum
yönündeki karşı konulamaz kanıtlanmış gerçeği "çürütmüştür". Benim
ona ve tüm Muhammedîlere sorum şudur: Eğer size Besmele'nin 19 harften oluştuğunu ve Muhammed'in isminin 4 harften
oluştuğunu tartışmasız bir şekilde kanıtlarsam, benim Tanrı'nın elçisi olduğuma
dair kanıtlanmış gerçeği kabul edecek misiniz?
Chicago'daki İslam Koleji'nde
İslami Çalışmalar Profesörü olan Dr. Assad Busool'dan, sözüm ona benim
elçiliğimi çürüten kaba bir mektup aldım. Dr. Busool, ’’Besmele 22 harften
oluştuğu ve Arapça ’’Muhammed محمد’’
kelimesi 5 harften oluştuğu için, elçiliğimin kanıtının çöktüğünü!!!"
söylüyor.
Böylece, bu bültende bildirildiği
gibi, Yüce Tanrı Kuran'da her zamankinden daha güçlü ve her zamankinden daha
müthiş mucizeler ortaya koyarken, Muhammedî âlimler hala en temel konularda
takılıp kalmışlardır. Onlar hala Kuran'ın ilk ayetindeki harflerin sayısını
saymaya çalışmaktadırlar. Tanrı Kendi büyük mucizesini güçlendiriyor
(74:30-35), ancak Muhammediler bunu reddetmeye devam ediyorlar. Cehenneme
gitmek için hiçbir mazeretleri olmayacak.
Muhammedî âlimler Kuran'ın
ilk ayetindeki harflerin sayısını bilmediklerini açıkça itiraf ettiklerine
göre, onların Kuran'ın geri kalanını açıklamalarına nasıl güvenilebiliriz? Doğrusu
onlar Besmele'nin ilk harfinde takılıp kalmışlardır. Dr. Busool "BISM بسم "’in
harflerini 3 değil de 4 olarak saymaktadır. Kendisine sorum şu: 1:1’in "BISM
بسم"inde kaç harf görüyorsunuz ve 96:1’in
"BISM باسم "inde kaç harf
görüyorsunuz?!!!
1:1'in "BISM "i ile 96:1'in "BISM "i arasındaki fark o kadar açıktır ki, ilkokul birinci sınıftaki herhangi bir öğrenci size 1:1'in BISM'inin 3 harften, 96:1'in BISM'inin ise 4 harften oluştuğunu söyleyebilir. Burada 1:1 ve 96:1'i en son çıkan Kral Fahd baskısında gösterildiği şekilde yeniden aktarıyorum:
1:1 Ayeti
96:1 Ayeti
Tanrı
Puta Tapanları Bloke Eder
Dr. Busool'a göre Besmele 19 değil 22 harften oluşmaktadır. Bu sebeple, size sadece Dr. Busool'a göre Besmele'yi ve Kuran'da yazıldığı şekliyle Besmele'yi göstereceğim.
Dr. Busool'a göre
Kuran’a göre
Dr. Busool'un cehenneme
gitmek için çok uğraştığı yönünde herhangi bir şüpheniz var mı? Gerçekten de
burada bulunmamızın nedenlerinden biri, Tanrı’nın kimseyi cehenneme koymadığını
göstermektir; insanlar cehenneme gitmekte ısrarcıdır (bkz.
11:101, 16:118, 43:76). Tanrı açık delillerle net bir mesaj göndermiş ve
elçisini harika mucizelerle desteklemiştir, ancak insanlar cehenneme gitmekte
ısrar etmektedir.
Busool'un
En Büyük Yalanı
Benim 3:81'de önceden haber verilen Tanrı’nın Antlaşma Elçisi olduğuma dair yüzlerce çürütülemez Kuranî ve matematiksel kanıt sundum (bkz. yeni Kuran çevirimin Ek 2'si). Kanıtlar arasında ismimin kök kelimesinin Kuran'da 19 kez geçmesi de bulunmaktadır (KURAN KELİMELERİ DİZİNİ, Birinci Baskı, Sayfa 320). Ayrıca, İslam'ın üç elçisi olan İbrahim, Muhammed ve Reşad'ın Kuran'da yazıldığı hâliyle (21:51, 47:2 ve 40:38) sayısal değerini topladığımızda, toplam 855, 19x45'e ulaşır. Dr. Busool bu kanıtı Muhammed'in isminin 4 değil 5 harften oluştuğuna dayanarak çürütmektedir!!! Bu da ona göre toplam değeri 895 yapar ki bu da 19'un katı değildir!!!
Dr. Busool tarafından önerilen "Muhammed" kelimesi (Muhammemed)
Tüm Müslümanlar tarafından kabul edilen "Muhammed" kelimesi
İlkokula giden her çocuk
Peygamber'in isminin 4 harften oluştuğunu bilir. Ancak Kuranî gerçeğin tecelli
etmesi gerekir: Kuran 18:56'da kâfirlerin gerçeğe karşı sahteliklerle ve
yalanlarla mücadele ettiklerini belirtir.
Konu
çok basit
[1] Kuran bize 3:81'de bütün peygamberler
bütün kutsal yazıları tebliğ ettikten sonra Tanrı’nın Antlaşma Elçisi’nin geleceğini
bildirir.
[2] 33:7 ayetinin de tasdik
ettiği gibi Muhammed, Tanrı’nın Antlaşma Elçisine iman etmeye ve onu
desteklemeye söz veren peygamberlerden biriydi.
[3] Bu Kuranî gerçekleri reddeden
hiç kimse artık Müslüman değildir (3:82-85).
[4] Kuran, Tanrı’nın Antlaşma
Elçisi’nin adını "Reşad Halife" olarak yazmaktadır (SP'nin geçmiş
sayılarına bakınız).
[5] Reşat Halife'nin
Tanrı’nın Antlaşma Elçisi olduğuna dair Kuranî ve matematiksel kanıtlar hiç de
muğlak/anlaşılması güç değildir; apaçıktır.
Müslüman âlimler neden
böylesine apaçık bir yalana ve sahtekârlığa başvuruyorlar? Akıbetlerinin
cehennem olmasını sağlamak istiyorlar.
Kendilerini
Aldatıyorlar:
İKİYÜZLÜLER İLAN EDERLER:
‘’Bizim Bir Elçiye İhtiyacımız Yok’’
Tanım olarak, ikiyüzlüler dilleriyle imanlılar olduklarını söylerler.
Ancak, eylemleri onların inkârlarını yansıtır. Kalbinde olmayanı
söylemek, Tanrı nazarında en hor görülen şeydir (63:1). Onların en yaygın ifadelerinden biri de şudur: ‘’Bizim bir elçiye
ihtiyacımız yok. Biz, Tanrı’dan bir elçiye ihtiyaç duymaksızın yalnızca
Tanrı’ya tapınabilir ve yalnızca Kuran’ı takip edebiliriz.’’ Onlar böylelikle
Tanrı’nın sistemine karşı isyan ederler. Elçiler göndermek, pek çok sebepten
ötürü Tanrı’nın sistemidir.
Tanrı, elçilerini iman edip doğruluğa çalışan kimseleri kurtarmak için
gönderir, 65:11 ayetinde
gördüğümüz üzere: ‘’İman edip doğru bir hayat sürenleri karanlıklardan
aydınlığa çıkarmak için Tanrı’nın ayetlerini okuyan bir elçi.’’ Dikkat edin,
ayet ‘’iman edip doğru bir hayat sürenler’’den bahsediyor. Onlar, Tanrı’nın
elçisi gelip onları ‘’karanlıklardan çıkarıncaya’’ dek karanlıktadırlar. Ayrıca
‘’okur’’ kelimesine de dikkat edin. Kitabın kendisi, Kuran, Tanrı’nın
ayetlerini ‘’okuyamaz.’’ Elçi hayatta iken kitap canlanır ve imanlıları
karanlıklardan aydınlığa çıkarır.
Kuran, Elçi olmadan,
Kötü Kimseleri Şaşırtıp Doğru Yoldan Saptırır
2:26, 14:27, 17:41, 17:82 ayetlerine
bakınız. 3:7 ayetinde,
‘’Kuran’ın belli yönlerini açıklamak için ilimde sağlam temelli kişilere
ihtiyaç olduğunu’’ görüyoruz. Tanrı'dan yeni bilgi ve vahiyler alan elçi,
kesinlikle ‘’ilimde sağlam temelli’’dir. Aksi halde, Tanrı elçiler olmadan,
neden gökten sadece fiziksel bir kitap indirmedi? Açıkça, Tanrı'nın elçisine
ihtiyaç duymadıklarını; kendi kendilerine Cennete girmeyi başaracaklarını
söyleyenler Tanrı'ya karşı küfür işliyorlar. Çünkü onlar Tanrı'nın sistemine
meydan okuyorlar.
Tanrı'nın sistemi 18:17 ayetinde
açık bir şekilde belirtilmiştir: ‘’Tanrı kimi saptırmayı irade ederse, sen onun
için bir rehber öğretmen bulamayacaksın.’’ Bu sistemi, özellikle neslimizle
alakalı kılan şey, ‘’rehber öğretmen’’in kök kelimesinin ‘’Reşede’’ olmasıdır.
Tanrı bizlere, Kendi sisteminin imanlıları bir ‘’rehber öğretmen’’
aracılığıyla doğru yola iletmeyi gerektirdiğini söylüyor. Peki ikiyüzlüler ne
söylüyor? Onlar Tanrı'nın sistemine karşı isyan ederler ve Tanrı'nın atamış
olduğu öğretmeni reddederler. ‘’Biz kendi başımıza yapabiliriz’’ diye
düşünürler.
Bir kez daha, 18:17’de
belirtildiği gibi işte Tanrı'nın sistemi:
Tanrı kimi saptırmayı irade ediyorsa,
Sen onun için bir rehber öğretmen bulamazsın.
Sadece imanlılar Tanrı'nın sisteminden yararlanıp ona sarılabilirler
(bkz 9:24).
Cebrail Aracılığıyla
İlâhî Duyuru:
Nuh’un zamanında olduğu gibi: Sadece Tanrı’nın
elçisinin yanında duranlar kurtulacak.
Eğer
7’nci surenin 64’ncü ayetine bakarsanız şöyle söyler: “Onu (Nuh’u) reddettiler.
Neticede onu ve onunla birlikte gemide olanları kurtardık ve vahiylerimizi
reddedenleri denizde boğduk; onlar kördü.” Ayet 72 şöyle söyler: “Sonra biz onu
(Hud’u) ve onunla beraber olanları katımızdan bir rahmetle kurtardık ve
vahiylerimizi reddedenler ile imanlılar olmayı kabul etmeyenleri yok ettik.”
Ayet 78-79 şöyle söyler: “Bunun üzerine, o sarsıntı onları evlerinde ölü
bırakarak yok etti. O (Salih) şöyle diyerek onlardan yüz çevirdi, ‘Ey halkım!
Ben size Rabbimin mesajını ilettim ve size öğüt verdim, fakat siz hiçbir öğüt
verenden hoşlanmıyorsunuz.’ ” Ayet 83 şöyle söyler: “Bunun üzerine biz de onu
(Lut’u) ve ailesini kurtardık, fakat karısını değil; o, mahkûm edilenlerle
birlikteydi.” Ayet 91-92 şöyle söyler: “O sarsıntı onları evlerinde ölü
bırakarak yok etti. Şuayb’ı reddedenler sanki hiç var olmamış gibi yok oldular.
Şuayb’ı reddedenler kaybedenler oldular.” Ayet 101 şöyle söyler: “Sana bu
toplumların tarihini aktarıyoruz: elçileri onlara açık kanıtlarla gitmişlerdi,
fakat daha önce reddetmiş oldukları şeylere iman edecek değillerdi. Tanrı inkârcıların
kalplerini işte böyle mühürler.”
Aynı
dersleri 26:105-190’da da görüyoruz. Melek Cebrail bana Tanrı’nın planını
iletti: O’nun Antlaşma Elçisi’nin yanında durmayı reddedenler, tamamen yok
edilecekler. Bana özel olarak bunun
tıpkı Nuh’un zamanındaki gibi olacağı söylendi: Sadece Tanrı’nın elçisinin
yanında duranlar kurtulacak. Allahu Ekber.
SÖZÜN
ÖZÜ
Edip
Yüksel
Assad Busool'a Meydan Okuma
Chicago İslam Koleji'nden Dr.
Assad Busool'un inanılmaz aptallığı karşısında gerçekten şaşırdım. Dr. Busool,
Kuran'ın matematiksel mucizesini ve Reşad'ın kanıtlanmış elçiliğini sözüm ona
çürütürken, Besmele'nin 22 harften oluştuğunu ve Peygamber'in isminin (Muhammed’in)
5 harften oluştuğu iddiasında bulunmaktadır. Bu adamın sorunu ne? İşin garip
tarafı, Dr. Busool mektubunda en büyük putlardan biri olan Al-Kurtubî’ye atıfta
bulunarak Besmelenin 19 harften oluştuğunu bildirmektedir!!! Dr. Busool,
yalanlarıyla öylesine körleşti ki, bu önemli itirafını gözünden kaçırdı. Bu
sayfanın altında, Busool'un mektubunun 4. sayfasında yer alan gerçek dışı
ifadesinin kopyasını görüyorsunuz.
Aynı sayfada Busool, İbn
Kesir'in dünyanın dev bir boğanın 40.000 boynuzu üzerinde taşındığını iddia
ettiğini bile bile utanmadan İbn Kesir'den alıntı yapmaktadır!!!
Son olarak, Assad'a sormak
istiyorum: Fahreddin Râzî’nin Besmele tefsirinden haberdar mısınız? Bu
büyük putunuz size Besmele'nin 19 harften oluştuğunu bildiriyor.
Râzî’nin nasıl sayı sayılacağını bilmediğini mi sanıyorsun? Râzî’nin Reşat
Halife'nin bir takipçisi olduğunu mu düşünüyorsun?
Busool'u halka açık bir
tartışmaya çağırıyorum.
El-Besmele, cehennem ehlinin
meleklerinin sayısına göre on dokuz harftir ki, onlar mütemadiyen
"BİSMİLLAHİ er-RAHMAN er-RAHİM" derler ve bu onların güçlerinin
kaynağıdır... İbn Atıyye bu rivayeti tefsir etmiştir: Bu, tefsir (açıklama) ilminin nüktelerindendir, sağlam ilimlerinden
değildir. (el-Kurtubî, Tefsir, Darü'l-Kelam,
Kahire, 1980, c.1, s.92).
Mehdi: Şeytani Yanıltmaca
Kuran'ın 3:81 ayetinde
Muhammed'den sonra bir elçinin geleceğine dair kehanetinden kaçmanın hiçbir
yolu yoktur. 3:81 ve 33:7'den, Tanrı'nın Antlaşma Elçisi’nin Muhammed
olmadığını öğreniyoruz. O halde literatürde bu elçinin izine neden
rastlayamıyoruz? Böylesine önemli bir kehanet nasıl unutulup gitti? Şeytan'ın
bu Kuranî kehaneti ortadan kaldırması mümkün olmadığından, zekice bir saptırma
taktiğine başvurmuştur.
Hadis ve diğer Muhammedî
literatür aracılığıyla Şeytan, Tanrı’nın Antlaşma Elçisi'nin yerine geçmek
üzere Mehdi, İmam Zaman, İsa vb. bir dizi figür yaratmıştır. Şeytan
"Nebi" ve "Resul" tanımlarını bile tersine çevirdi. Böylece
Peygamber'in vefatından sonra insanlar Tanrı’nın Antlaşma Elçisi yerine,
umdukları Mehdi'yi, İsa'yı, 12’nci İmam'ı beklemeye başladılar.
Şeytan milyonlarca Müslümanı hayalî,
var olmayan bir figürü beklemeleri için kandırdı. Bu Şeytani komplonun aşamalı
gelişimini ortaya koyan çok sayıda ipucu vardır. Örneğin ilk rivayetlerde
beklenen kurtarıcıya "Mehdi Resul" deniyordu. Şeytan ikinci adım
olarak "Resul" kelimesini kaldırdı ve beklenen kişiye sadece
"Mehdi" adını verdi.
Kayda değer bir Hadis'te,
Peygamber'in kendisinden sonra Hulefa-i Raşidin'in geleceği ve onların
döneminin barış, adalet ve refah içinde geçeceği kehanetinde bulunduğu iddia
edilmektedir. İroniktir ki, 'El-Khulafa' El-Raşidun', Halife Raşed'in
çoğuludur. Bu ismin Tanrı’nın Antlaşma Elçisi’nin ismine bu kadar yakın olması dikkate
değer değil mi?
Tekno-Dini Problemler
Birkaç yıl önce, önde gelen
Muhammedî âlimler, İslami meseleleri tartışmak üzere Pakistan'da bir araya
geldi. Tartıştıkları konulardan biri de hırsızın elinin kesilmesiydi.
Bazılarının dile getirdiği sorun, bu ileri tıp teknolojisi çağında hırsızın
elinin yeniden takılabileceğiydi. Şimdi ne yapacağız?!!! Mollalar uzun uzun
tartıştılar: Böyle bir ameliyata izin vermeli miyiz? Hırsıza elini geri mi
verelim??!!
Mollaların tartıştığı bir
diğer konu da:
Bilgisayarın diskinde Kuran
yazıyorsa, adet gören bir kadının bilgisayara dokunmasına izin mi vereceğiz?!
Buhari: 1 Numaralı Düşman
Kuran Peygamber'in nazik biri
olduğunu öğretirken (3:159), Buhari Peygamber'in gaddar ve acımasız olduğunu
gösteren yüzlerce Hadis rivayet eder. Örneğin, "kâfir kocalarına ve
babalarına ait oldukları için" kadınların ve çocukların öldürülmesini
emretmiştir!!! (Buhari Cihad #146, Ebu Davud 113).
Hatırlayın
Nuh'un zamanında olduğu gibi;
yalnızca Tanrı’nın Antlaşma Elçisi’nin yanında duranlar kurtulacaktır.
Nuh'un günlerinde nasıl
olduysa, insanoğlunun günlerinde de öyle olacaktır. Nuh'un gemiye bindiği güne
kadar yediler ve içtiler - ve tufan geldiğinde onların hepsini yok etti. Luka 17:22-36.
Bunu tek başınıza
yapamazsınız (4:115).
Teşekkürler