Kuran boyunca Cennet ve Cehennem tarifleri alegoriktir. Ve Kuran bize, bu tür tanımlamaların genel bir konu içinde değil, bağımsız ifadeler olarak ortaya çıktığı her yerde bunu söyler. 2:24-26, 13:35 ve 47:15’e bakınız. Bu ayetlerde “Mesel” (alegori) kelimesi kullanılmıştır. Dilbilimsel olarak, bu ayetlerdeki “Mesel” kelimesi kaldırılabilir ve hala muhteşem cümlelere sahibizdir. Fakat o kelime oradadır çünkü Cennet ve Cehennem tarifleri alegoriktir.

   Cennet ve Cehennemin gerçekte neye benzediği, kavrayışımızın çok ötesindedir. Bu yüzden alegoriye ihtiyaç vardır.

   Birisi, örneğin çikolatayı hiç tatmamış bir kişiye çikolatanın tadını nasıl tanımlayabilir? Alegori kullanılmak zorundadır. Kişi, çikolatanın tadının neye benzediğini bilmek için onu gerçekten tatmayı beklemek zorundadır.  Çikolatanın tadını tarif etmek için hangi alegoriyi kullanırsak kullanalım asla gerçeğine yaklaşamaz.

   Âdem ve Havva masumiyet günleri süresince oraya yerleştirildiklerinden beri Cennet zaten mevcuttur (2:35). 55’inci sureden öğreniyoruz ki, iki tane “Üst Cennet”—biri insanlar için, biri cinler için—ve iki tane “Alt Cennet”—biri insanlar için, biri cinler için—vardır (daha fazla detay için Ek 11′]’e bakınız).

   Cehennem henüz yaratılmamıştır. Yargı Günü’nde yaratılacaktır (69:17 & 89:23). Daha fazla detay Ek 11’de verilmiştir.

   Alegorik olarak, Üst Cennette her tür meyve bulunurken (55:52), Alt Cennetteki meyve çeşitliliği sınırlıdır (55:68).

   Yine de, Alt Cennet bile paçayı Cehennemden kurtarıp sonunda Alt Cennete girecek kadar şanslı olanlar için inanılmaz derecede harika bir ödüldür (3:185)—Alt Cennete gitmek büyük bir zaferdir. 40’ıncı yaş günlerine ulaşmadan bu hayattan ayrılan ve yeteri kadar ruhlarını geliştirmemiş insanlar Alt Cennete gideceklerdir (46:15, Ek 11 & 32). Üst Cennet ise iman edip doğru bir hayat sürenler ve ruhlarını yeteri kadar geliştirenler için ayrılmıştır.

Her kim Cehennemden güç bela kurtulmayı başarır ve Cennete kabul edilirse, büyük bir zafer elde etmiştir.
                                                                                                                      [3:185]

İlgili Ayetler

Düve (El-Bakara) [2:24] ;Eğer bunu yapamazsanız—ve bunu asla yapamazsınız—o halde yakıtı insanlar ve taşlar olan Cehennem Ateşinden sakının; o, inkârcıları bekliyor..

Düve (El-Bakara) [2:25] ;İman edip doğru bir hayat sürenlere, akan nehirleri olan bahçelere sahip olacaklarını müjdele. Oradaki ürünlerden bir rızık sunulduğunda, “Bize daha önce sunulmuş olan da buydu” diyecekler. Böylelikle kendilerine alegorik tarifler verilmektedir. Orada tertemiz eşlere sahip olacaklar ve orada sonsuza dek kalacaklar. .

Düve (El-Bakara) [2:26] ;Tanrı minik sivrisinekten ve daha büyüğünden herhangi bir alegori zikretmekten çekinmez. İman edenlere gelince, onlar bunun Rablerinden bir gerçek olduğunu bilirler. İnkâr edenlere gelince, onlar da “Tanrı böyle bir alegori ile ne demek istedi ki?” derler. O, bununla birçoğunu saptırır ve birçoğuna rehberlik eder. Ancak O bununla asla kötülerden başkasını saptırmaz, .