Bir hırsız sizden bin dolar çalsa ve onu hapse atsalar, siz ne elde edersiniz? Eğer bu hırsızın bir eşi ve çocukları varsa, onların suçu nedir? Niçin babalarından mahrum edilmeliler?
Kuran, bugünün dünyasında yaygın olan ceza yargılama sistemleriyle ilgili problemlerin yanı sıra bu sorunu da çözmektedir.
Denklik Yasadır [2:178-179]
Kuran’ın adalet sistemine göre, sizden bin dolar çaldığına dair suçu kanıtlanmış olan hırsız, kaybettiğiniz bin dolar ve ayrıca hırsızlık olayının size vermiş olabileceği herhangi başka bir hasar ve külfet tamamen ödeninceye kadar sizin için çalışmak zorundadır. Bununla birlikte, hırsızın masum karısı ve çocukları da evin erkeğinden mahrum edilmemiş olacaktır ve pahalı hapishane sistemi bertaraf edilecektir. Hapis cezası, ilgili tüm kişilere yararsız olduğu kanıtlanmış acımasız ve insanlık dışı bir cezadır.
Yaygın inanışın aksine, hırsızın eli kesilip koparılmamalıdır. Merhameti ve Kuran’daki matematiksel mucizesi için Tanrı’ya şükürler olsun, artık hırsızın elinin işaretlenmesi gerektiğini biliyoruz. Hırsızın elinin işaretlenmesi 5:38’te belirtilmektedir. Sure ve ayet numaraları toplamı 5 + 38 = 43 eder. Kuran’da “el kesme” ifadesinin olduğu diğer yer 12:31’de bulunmaktadır. Burada, Yusuf’a çok hayran kalıp ellerini “kesen” kadınları görüyoruz. Belli ki ellerini ikiye ayırmadılar; bunu kimse yapamaz. Sure ve ayet numaraları toplamı 12 + 31 = 43 eder, 5:38’deki ile aynı toplam. Bu, Kuran hukukunun hırsızın elini ikiye ayırmayı değil, işaretlemeyi gerektirdiğine dair matematiksel onay vermektedir. Fazladan matematiksel doğrulama da sunulmaktadır: 12:31’den 19 ayet sonra “elin kesilmesini” tekrar görüyoruz. İslam’daki (Teslimiyet’teki) cezalandırma, denklik ve sosyal baskıya dayanmaktadır (2:178, 5:38, 24:2).
“Hadis & Sünnet” olarak adlandırılan küfür, zina eden evliler için taşlayarak öldürmeyi tayin eder. Bu, Tanrı’nın yasası değildir. 24:2’de belirtildiği gibi, zina için cezalandırma halkın önünde kırbaçlamadır; yüz sembolik kırbaç. Yukarıda da belirtildiği gibi, temel ceza toplumsal baskı ve suçluyu utandırmaktır. Halkın önünde kırbaçlama bu hedefi gerçekleştirir.
Cinayetle mücadele konusunda, Kuran kesinlikle idam cezasını caydırmaktadır (2:179). “Hüre karşı hür, köleye karşı köle, kadına karşı kadın” (2:178). İnsanoğlunun alçak ve adaletsiz olması nedeniyle, birçok insan bu Kuranî yasanın ne dediğini hayal bile edemez. Harfi harfine denkliğin gözetilmesi gerektiğine dair açık olan kesin emri kabul etmeyi reddederler—yani eğer bir kadın bir erkeği öldürürse veya bir erkek bir kadını öldürürse veya bir köle hür bir kişiyi öldürürse veya hür bir kişi bir köleyi öldürürse, idam cezası uygulanamaz. Kuran, katilin maktulün ailesine tazminat vermesine öncelik verir. Katili öldürmek maktulü geri getirmez, maktulün ailesi katilin infaz edilmesinden bir fayda da görmez. Bununla birlikte, tazminat başkaları için caydırıcı olacak ölçüde yeterli olmalıdır. İslam’da (Teslimiyet’te), maktul ve/veya maktulün ailesi tüm suçların yargıcıdır; onlar cezanın ne olması gerektiğine, Kuran’ı bilen birinin gözetimi altında karar verirler.
İlgili Ayetler
Anahtar (El-Fatiha) [1:1] ;En Lütufkâr, En Merhametli olan Tanrı’nın adıyla..
Son yorumlar