Elhamdülillah: Tanrı’ya övgüler sunuyoruz.
Eşhedü en la ilahe illa Allah, vahdehu la şerike leh:
Tanrı’dan başka bir tanrının olmadığına, O’nun bir ve tek
olduğuna ve ortağının bulunmadığına şahitlik ediyoruz.
Hutbemizin konusu: Pascal’ın Kumarına karşı Asla Kaybettirmeyecek
Yatırım
Dünyaca ünlü Fransız düşünür Blaise Pascal’ın en az kendisi kadar ünlü
Kumar argümanını hatırlayalım:
“Tanrı varsa ve ben Tanrı’ya inanıyorsam cennete giderim, ki bu sonsuz
derecede iyidir. Tanrı varsa ve ben Tanrı’ya inanmıyorsam cehenneme giderim,
ki bu sonsuz derecede kötüdür. Tanrı yoksa, bu durumda Tanrı’ya inansam da
inanmasam da kazancım ya da kaybım sonlu olacaktır.”
Yiğidi öldürelim hakkını yemeyelim, ilk bakışta hiç de fena bir akıl yürütme
değildir bu. Örneğin, bir agnostiğe yeni bir bakış açısı sağlamak gibi yararlarının
olduğundan söz edilebilir. Gelin görün ki Pascal’ın bilmediği çok kritik bir
bilgiden ötürü bu argüman suya düşmektedir:
Tanrı’nın varlığına inananların çoğunun cehenneme gidecek olması.
Bu gerçek, bizzat Yargı Gününün Sahibi tarafından haber verilmektedir:
İmanlıların Çoğu Cehennemle Mukadderdir
[12:106] TANRI’ya iman edenlerin çoğu, bunu puta tapma suçunu
işlemeksizin yapmaz.
Pascal’ın argümanına getirilen birçok eleştiriden en öne çıkanı şuydu: “Hangi
Tanrı? Hristiyanlığın Tanrı’sı mı, Yahudiliğinki mi, İslamınki mi… Bunca farklı
Tanrı’dan hangisine inanırsak cennete gideceğiz?”
Bütünüyle temelsiz olan bu eleştirinin eleştirisini yapmak da, Tek Gerçek
Tanrı’ya övgüler olsun ki biz Teslim Olanlara sık sık nasip olmaktadır:
Tanrı’dan yalnızca bir tane var, O’ndan başka yok ki!
Bizim tanıklığımız Tanrı’nın Bir ve Tek olduğunadır. Eski Yunanca Zeus,
Latince Deus, İspanyolca Dios farklı tanrılar değildir. Farsça Hüda, Kürtçe
Xweda, Öztürkçe Kuday da farklı tanrılar değildir. Bunların hepsi, Göklerdeki ve Yerdeki Her Şeyin Sürekli Kendisini Yücelttiği O Tek Gerçek Tanrı’ya atıfta
bulunan sözcüklerdir. Ve bu gerçeği ancak inkarcılar yadırgamaktadır:
[38:5] “Tanrıları tek tanrı mı yapmış? Bu gerçekten de tuhaf.”
Pascal’ın Kumarının eleştirisine dönecek olursak, kendisi, varlığı zaten apaçık
olan Tanrı’ya inandım diyebilmeyi büyük bir mesele olarak tasavvur ettiği için
çıkarımında yanılmıştır. Tanrı’nın varlığının delilleri içimizde, dışımızda,
ufuklarda, her köşede saymaktan sıkılacağımız kadar fazladır ve bu her zaman
için böyleydi. Onun yaşadığı çağda da güneş ve ay insanoğlunun hizmetindeydi
ve kendi yörüngelerinde akıp gitmekteydi. Onun yaşadığı çağda da gece ve
gündüz asla sapma göstermemekteydi.
Bugün artık evrensel mucizeye, diz çöktürücü matematiksel kanıta da
sahibiz. Sözün kısası, Tanrı’nın var olduğuna inanmak bir marifet değildir,
olması gereken doğal bir özellik, hatta Tanrı tarafından verilmiş bir içgüdüdür
bu. Tıpkı Teslimiyet’i kabul etmekle elçilere iyilik etmediğimiz gibi, Tanrı’ya
inanarak da O’na iyilik etmiş olmayız; kendisine inanmamızı sağlayarak
Tanrı’dır bize iyilik eden!
[35:15] Ey insanlar! TANRI’ya ihtiyacı olan sizlersiniz, TANRI’nın ise hiç
kimseyeihtiyacı yoktur, Övgüye En Layık Olandır.
Tanrı bizden doğru olanı yapmamızı ve gerçeğe uygun düşünmemizi istiyor;
O’nun varlığına iman etmemiz doğruluğa ve gerçeğe uygun olan asli bir karardır.
Neden nankörler olalım ve gerçek olanı sahte olanla değiştirelim ki? Bununla
birlikte, Tanrı’ya inanmak değil, Tanrı’yı tanımaktır bizi kurtaracak olan.
Tanımak ve isteyerek boyun eğmek, O’na teslim olmak, O’nda indirmek tüm
yelkenlerimizi suya…
Tuubu ila Allah: Tanrı’ya tövbe edelim.
2. KISIM
Elhamdülillah: Tanrı’ya övgüler sunuyoruz.
Eşhedü en la ilahe illa Allah, vahdehu la şerike leh:
Tanrı’dan başka bir tanrının olmadığına, O’nun bir ve tek
olduğuna ve ortağının bulunmadığına şahitlik ediyoruz.
Pascal’dan önce ve sonra, onun kumarını oynayan milyarlarca insan yaşadı
ve yaşıyor. Bu bir alegori değil, insanların sonsuz yaşamlarıyla oynadığı tam
manasıyla gerçek bir kumar! Tanrı’ya sözde bir inanışla ve kalplerinin sözde
temiz oluşlarıyla sonsuz cenneti hak edeceklerini düşünen, Tanrı’nın kendilerini
mutlaka affedeceğine dair içi boş bir güven besleyen milyarlarca kaybeden!
“Ben diğerlerinden daha iyiyken elbette cehenneme gidecek değilim.” kibiri de
bunda etkili, aldatıcı Şeytan’ın onları Tanrı’nın affediciliği ile aldatması da
etkili. Oysa af, affedilmeyi hak edenler içindir. Ve kimlerin affedilip
kurtarılmayı hak ettiğini bilen, Tanrı’dan başkası değildir.
Önünde sonunda kaybetme garantili kumarbazlığın karşısındaki doğru tutum
güvenli yatırımcılıktır. Tanrı’nın vaatleri doğrultusunda, O’nun buyruklarına ve
yönergelerine uyarak yapılan yatırımlar kaybetmeme garantilidir. Çünkü
Tanrı’nın vaadi gerçektir.
[4:122] İman edip doğru bir hayat sürenlere gelince, onları içinde ebedi
kalacakları, akan nehirleri olan bahçelere kabul edeceğiz. Böyledir TANRI’nın
gerçek vaadi. Kimin sözleri TANRI’nınkinden daha doğrudur?
[10:4] O’nadır nihai dönüşünüz, hepinizin. Bu, TANRI’nın gerçek
vaadidir. O, iman edip doğru bir hayat sürenleri adil bir şekilde ödüllendirmek
için yaratılışı başlatır, sonra da onu tekrarlar. İnkâr edenlere gelince,
inkârlarından ötürü cehennem içeceklerini ve acı veren bir azabı üzerlerine
çekerler.
Bu yatırımın ve yatırımcılığın detayları, insanlığın katettiği mesafenin ve tüm
müktesebatının çok ilerisinde olan Şanlı Kuran’da yer almaktadır. Aradan
çekilip sözü ona bırakıyorum; çünkü o tam ve detaylıdır, yetmekte ve bin kere
artmaktadır.
[35:29] Şüphesiz, TANRI’nın kitabını okuyanlar, İletişim Dualarını (Namazı)
yerine getirenler ve kendilerine sağladığımız rızıklardan—gizli veya alenen—
harcayanlar, asla kaybettirmeyecek bir yatırıma girmişlerdir.
[35:30] O, onları cömertçe mükâfatlandıracak ve onlar üzerindeki nimetlerini
çoğaltacaktır. O Bağışlayandır, Takdir Edendir.
En İyi Yatırım
[2:261] TANRI uğrunda paralarını harcayanların örneği, her başağında yüz
danenin bulunduğu yedi başak bitiren bir dane gibidir. TANRI irade ettiği kişi
için bunu kat kat çoğaltır. TANRI Cömerttir, Bilendir
En Kârlı Yatırım
[9:111] TANRI imanlılardan hayatlarını ve paralarını Cennet karşılığında
satın almıştır. Böylece, onlar TANRI uğrunda savaşırlar, öldürmeye ve ölmeye
istekli olarak. İşte böyledir O’nun Tevrat’taki, İncil’deki ve Kuran’daki gerçek
vaadi—ve kim vaadini TANRI’dan daha iyi yerine getirir? Böyle bir değiş
tokuş yaptığınız için sevinmelisiniz. Bu en büyük zaferdir.
İmanlılar
[9:112] Onlar tövbe edenlerdir, tapınanlardır, övgüler sunanlardır, tefekkür
halinde bulunanlardır, rükû ve secde edenlerdir, doğruluğu savunup kötülüğe
engel olanlardır ve TANRI’nın yasalarını koruyanlardır. Böylesi imanlılara
müjde ver.
En İyi Alışveriş
[61:10] Ey iman edenler! Sizi acı veren azaptan kurtaracak bir ticareti size
haber vereyim mi?
[61:11] TANRI’ya ve elçisine iman edin ve TANRI uğrunda paranızla ve
hayatlarınızla çaba sarf edin. Bu sizin için en iyi alışveriştir, bir bilseydiniz.
[61:12] Bunun karşılığında O da sizin günahlarınızı bağışlar ve sizi akan
nehirleri olan bahçelere, Aden bahçelerindeki güzel köşklere kabul eder. İşte bu
en büyük zaferdir.
[61:13] İlaveten, gerçekten sevdiğiniz bir şey daha elde edersiniz:
TANRI’dan destek ve garantilenmiş galibiyet. İmanlılara müjde ver.
[3:15] De ki, “Size daha hayırlı bir alışverişten haber vereyim: Rablerinin
katında akan nehirleri olan bahçeler, tertemiz eşler ve TANRI’nın nimetlerinin
verdiği haz, doğru bir hayat sürenler için ayrılmıştır.” TANRI Kendisine
tapanları Görendir.
[3:16] Onlar, “Rabbimiz! Biz iman ettik, o halde günahlarımızı bağışla ve
bizi cehennem ateşinin acı ızdırabından koru” derler.
[3:17] Onlar kararlı olanlardır, doğru sözlülerdir, teslim olanlardır,
hayırseverlerdir ve şafak vaktinde tefekkür halinde bulunanlardır.
Kainatın Rabbi olan Tanrı’mdan, kendisine adanan tüm kullarını Üst
Cennetine ulaştırmasını diliyorum. O’dur varlığımızın Kurtarıcısı Olan!
Eqîmus salat: Namazı kılalım.
Hutbe: Emir Tarık Öncü
0 Yorum