ALLAH’a karşı ‘’Bilgin Âlimler’’

Aralarında El-Ezher Şeyhi, Mekke İmamı gibi isimlerin de bulunduğu üst düzey “Müslüman Âlimler” 7 ve 8 Ekim tarihlerinde Chicago’da bir araya gelerek “Peygamberliğin Kesinliği ve Hadislerin Önemi” konularını tartıştılar. Amaçları Kuran’da belirtilmiştir: Tanrı’nın sözünü çarpıtmak ve “Peygamber” (Nebi) ve “Elçi” (Resul) tanımları konusunda Müslüman kitlelerin kafasını karıştırmak [5:41].

Onlar Tanrı’nın yerine kendi dini liderlerini ve âlimlerini tanrılar edindiler. 9:31

Hiç kimse Muhammed’in Tanrı’nın son peygamberi olduğu gerçeğine itiraz etmiyor. “Peygamber” (Nebi) ve “Elçi” (Resul) tanımları Yüce Tanrı tarafından Kuran 3:81’de açıkça ifade edilmiştir:

Hani Tanrı peygamberlerle (Nebilerle) bir antlaşma yapmıştı: “Size kutsal yazı ve bilgelik vereceğim.”

Dolayısıyla, peygambere iletmesi için bir kutsal yazı verilir. Yeterince basit değil mi?

Daha sonra size, ilettiklerinizi doğrulayan bir elçi (Resul) gelecektir.

Dolayısıyla, açıkça görülüyor ki bir elçi (Resul) mevcut kutsal yazıyı doğrular; yeni bir kutsal yazı getirmez.

BÜYÜK YALAN

“Müslüman Âlimlerin” bir diğer amacı da Tanrı’nın sözlerini çarpıtmak ve Muhammed Peygamber’in sadece son peygamber (Nebi) değil, aynı zamanda son elçi (Resul) olduğunu söyleyerek Müslümanları kandırmaktır. Tanrı’ya ve O’nun son peygamberine mi inanacağız, yoksa Müslüman Âlimlere mi?”

KİME İNANIYORSUNUZ?

Tanrı bize, son peygamberi aracılığıyla, Muhammed’in son peygamber olduğunu, ancak son elçi OLMADIĞINI söyler:

Muhammed aranızdan herhangi bir erkeğin babası değildi. O, Tanrı’nın bir elçisi ve son peygamberdi. 33:40

“Son Peygamber”, aynı zamanda inanmamızı istedikleri gibi “Son Elçi” anlamına geliyorsa, Tanrı neden Muhammed’i “Tanrı’nın elçisi (Resulullah) ve son peygamber” olarak tanımladı?!!! Onu “son peygamber” olarak tanımlamak yeterli olurdu. Kuran’ın hiçbir yerinde “son elçi” (Hatem El-Mürselîn) ifadesini görmüyoruz.

KORKMUŞ ÂLİMLER

Tıpkı İsa’ya karşı çıkan Yahudi âlimler ve Muhammed’e karşı çıkan Hıristiyan âlimler gibi, Müslüman âlimler de Kuran’a karşı çıkmaktadırlar. Kuran 3:81 ve 33:7’de açıkça bildirilen Tanrı’nın Antlaşma Elçisi’nin kaçınılmaz olarak ortaya çıkmasından korkmaktadırlar. Fakat Tanrı’nın gerçeği dünyayı ele geçirecektir.

SENİN TANRIN KİM?

Kuran bizi Tanrı yerine âlimlerimize tapınmaya karşı uyarır:

Onlar Tanrı yerine kendi dini liderlerini tanrılar edindiler. 9:31

Tanrı yerine âlimlere nasıl tapınırız? Tanrı’nın gerçeği yerine âlimlerin görüşünü seçerek.

HAKİKAT DE AÇIKTIR, SAHTELİK DE AÇIKTIR

Tanrı en güzel Hadisi indirdi; hiçbir anlam belirsizliği olmayan, tamamen apaçık olan Arapça bir Kuran. 39:23, 28

Tanrı’dan ve vahiylerinden başka hangi Hadise iman ederler? 45:6

TANRI’NIN MUCİZESİNE KARŞI SAVAŞIYORLAR!

Tanrı’nın Kendisi, 74:25-35’te “19” sayısının Kuran’ın Tanrı’dan dünyaya bir mesaj olduğunu dünyaya kanıtlayacağını belirtmiştir. “Müslüman Âlimlere” sorun, Tanrı’nın 19-temelli mucizesine neden bu kadar şiddetle karşı çıkıyorlar??!!

GERÇEK GALİP GELECEKTİR (17:81, 21:18)

Hiç kimse Muhammed Peygamberin son peygamber (Nebi) olduğu gerçeğini sorgulamaz [33:40]. Ancak Muhammed Peygamber aracılığıyla bize gelen Tanrı’nın sözü olan Kuran, Muhammed’in son elçi (Resul) OLMADIĞINI bize açıkça söylemektedir. Üst düzey “Müslüman Âlimlerin” Müslümanların boğazına tıkmaya çalıştıkları bir diğer büyük çarpıtma da Muhammed Peygamberin aynı zamanda son elçi olduğu BÜYÜK YALANI’dır.

Tanrı’yla ve O’nun Son Peygamberiyle Savaşıyorlar:

TANRI DİYOR Kİ: “19” KURAN’IN

BENİM MESAJIM OLDUĞUNU KANITLAR.

MÜSLÜMAN ÂLİMLER DİYORLAR Kİ:

“TESADÜF; ESKİLERİN MASALLARI!!”

TANRI’NIN SÖYLEDİĞİ BU

İnkârcılar Kuran’a bakar, sonra da onun Tanrı’dan olmadığına karar verirler. Derler ki:

Bu bir insan yapımı. 74:25

İnkârcıların iddiasına cevap “19” sayısıdır:

Üzerinde On Dokuz var. 74:30

Tüm Kuranî sayılar tanımlanmıştır – kırk gece, yedi gök, dört ay vb. – 69:17’deki “8” sayısı ve 74:30’daki “19” sayısı hariç. Bu, “19” sayısının bütünüyle matematiksel olduğunu gösterir. Bilhassa, Yüce Tanrı bize “19” sayısının işlevlerinin bir listesini verir (74:31). “19”un yapacağı şey budur:

[1] İnkârcıları rahatsız etmek

[2] İmanlıların, Yahudilerin ve Hıristiyanların kalplerine Kuran’ın ilahi kaynaklı olduğuna dair kesinlik yerleştirmek.

[3] İmanlıların imanını güçlendirmek.

[4] İmanlıların, Yahudilerin ve Hıristiyanların kalplerinden bütün şüpheleri gidermek.

[5] Dudaklarıyla inandıklarını söyleyen ikiyüzlüleri ve inkârcıları ifşa etmek; onlar 19 temelli mucizeyi kabul etmezler. 74:31

Yaratıcımız – “Ay’a, geçtiği vakit geceye ve ağardığı vakit sabaha” – müthiş bir yemin ettikten sonra bize şöyle der:

Bu büyük mucizelerden biridir. 74:35

“ÂLİMLER”İN SÖYLEDİĞİ BU: “19”, cehennem bekçileridir.

Tanrı’nın mucizesini reddeden Müslüman âlimlere sorulması gereken soru şudur: “Yukarıda 74:31’de gördüğümüz gibi, “Cehennemin 19 bekçisi” neden inkârcıları rahatsız edecek, neden insanların kalplerine kesinlik yerleştirecek, neden imanlıların imanını güçlendirecek, neden insanların kalplerinden tüm şüpheleri kaldıracak ve neden ikiyüzlüleri ortaya çıkaracak?

BİRKAÇ BASİT GERÇEK

74:25-35’in “19”unu aklımızda tutarak, Mucizenin Basit Gerçeklerinden birkaçına (Mucize’nin milyonda biri) bakalım.

[1] İlk ayet 19 harften oluşur, [2] sure sayısı 114 (19×6), [3] ayet sayısı 6346 (19×334), [4] meşhur ilk vahiy 19 kelime ve 76 (19×4) harften oluşmaktadır, [5] son vahiy (Sure 110) 19 kelimeden oluşur, [6] ilk vahiy Kuran’ın son 19 suresinin üzerine yerleştirilir, [7] ilk vahiy (Sure 96) 19 ayet ve 304 harften (19×16) oluşur, [8] eksik Besmele (9. Sure) ile ekstra Besmele (27. Sure) arasında 19 sure buluyoruz, [9] Kuran’da bahsedilen sayıların toplamı 162146 veya 19×8534’tür ve [10] her sure numarasını her ayet numarasıyla birlikte yazarsanız, 12692 basamaktan oluşan çok uzun bir sayı elde edersiniz – hem basamak sayısı hem de bu çok uzun sayının kendisi 19’un katlarıdır.

MUCİZEYİ GÖREMİYORLAR

“Bilgin Müslüman âlimler” bu karşı konulamaz “19’ların” herhangi bir kitapta bulunmasının gayet normal olduğuna inanıyor!!!

Üstelik bu mucizevi olayların yokmuş gibi gösterilebilmesi için kendi saygın kaynaklarını da inkâr ederler. Besmelenin 19 harften oluştuğuna dair efsane âlimlerinin (Razi, Kurtubi vb.) ittifakla bildirdikleri -çok basit ve çok açık bir fiziksel gerçek- olmasına rağmen, Müslüman âlimler acınası cehaletlerini ilan ettiler. Besmelede kaç harf olduğunu bilmediklerini beyan ettiler! !! Şimdi Besmele’nin ya 18 ya 21 ya da 22 harften oluştuğunu söylüyorlar, bilmiyorlar. 19 olmadığını kesin olarak biliyorlar!

KURAN’IN İLK AYETİNİ BİLE BİLEMEYEN “ÂLİMLERE” GÜVENİR MİSİNİZ?

7-8 Ekim tarihlerinde Chicago’da bir araya gelen ve aralarında Mekke İmamı Şeyh El-Ezher, Dünya Müslüman Birliği Başkanı ve Hindistan ve Pakistan’dan birçok üst düzey liderin de bulunduğu “bilgin Müslüman Âlimler”, Kuran’ın ilk ayetindeki harflerin sayısı konusundaki cehaletlerini itiraf ettiler. Ayetin 18, 21 ya da 22 harften oluştuğu konusunda hemfikir değiller! Size Kuran’ın diğer ayetlerini öğretmeleri konusunda onlara güvenebilir misiniz? Yapabilir misiniz?

17:45-46 ve 18:57’yi okuyun.

Hadis ve Sünnetin Şeytani Bidatler Olduğunun İspatı

Tanrı’ya ve O’nun Son Peygamberine mi inanacağız? Yoksa “Müslüman Âlimlere” mi?

Bunlar sana gerçek olarak okuduğumuz Tanrı’nın vahiyleridir. Tanrı’dan ve vahiylerinden başka hangi Hadise iman ederler? 45:6

(Ey Muhammed!) İlan et, “Daha iyi bir tanık mı istiyorsunuz?” De ki “Tanrı benimle sizin aranızda tanıktır ki, size ve gelecek nesillere ulaştırmam için bana BU KURAN verildi. 6:19

O size bu kitabı TAMAMEN DETAYLI olarak indirmişken, yasa kaynağı olarak Tanrı’dan başkasını mı arayayım? 6: 114

Benim vaadime derin saygı duyanlara Kuran ile hatırlat. 50:45

(“Kuran ve Hadis ile” demedi)

Kuran okuduğun zaman seninle ahirete iman etmeyenlerin arasına görünmez bir engel koyarız…. ve sen Rabbini YALNIZCA KURAN’ı kullanarak vaaz ettiğinde onlar nefretle kaçarlar. 17:45-46

İnsanları saptırmak için boş hadisleri kullananlar vardır ki, onların hiçbir bilgisi yoktur. 31:6

(Diriliş Günü’nde) Elçi diyecek ki, “Rabbim! Halkım bu Kuran’ı terk etti.” 25:30

(“Kuran’ı ve Sünneti” demedi.)

BEYNİMİZİ KULLANALIM

“En sahih Hadis”e bakalım; Peygamberin 100.000 sahabesinin şahitlik ettiği varsayılan bir Hadis. Bu 100.000 kişi arasında Ebu Bekir, Ömer, Osman, Ali ve diğerleri de vardı. Diğer Hadislere sadece birkaç kişi tarafından tanık olunurken, bu ünlü Hadis’e tüm Müslümanlar tanıklık etmiştir. Bu, Peygamberin meşhur “Hutbetü’l-Vedâ” (Veda Vaazı) hadisidir. Bu meşhur Hadis’in üç farklı “sahih” versiyonuna sahibiz.

[1] Sahih Hadislerin en saygın kaynaklarından biri olan Muvatta’ya göre Peygamberimiz Hutbetü’l Veda’da şöyle buyurmuştur:

Size iki şey bırakıyorum ki, onlara sımsıkı sarılmanız gerekir; Kuran ve sünnetim.

[2] Çok saygın bir Hadis kaynağı olan Müslim’e (44/4, No. 2408) ve daha da saygın olan İbn Hanbel’e (4/366) göre, Peygamber Hutbetü’l-Vedâ’da 100.000 sahabenin şahitliğinde şöyle demiştir:

Size iki şey bırakıyorum ki, onlara sımsıkı sarılmanız gerekir; Kuran ve ailem.

[3] Çok saygın kaynaklar olan Müslim (15/19, No. 1218) ve İbn Mace’ye (25/84, #3074) göre, Peygamber’in gerçekte söylediği şuydu:

Ben size Kuran’ı bırakıyorum–sadece Kuran’ı.  Ona sımsıkı sarılacaksınız.

İşte bu kadar. Şimdi, Peygamber gerçekten ne dedi? Kuran, tüm Kuran ve Kuran’dan başka hiçbir şey.

Edip Yüksel’in Keşfi:

Esaslı Matematiksel Olgu, 1’nci Surenin Namaz Sırasında Yaratıcımızla İletişim Kurmanın Anahtarı Olduğunu Kanıtlıyor

Âdem, Rabbinden kelimeler aldı ve bu kelimeler sayesinde O onu günahın bedelinden kurtardı. O, Günahın Bedelinden Kurtarandır, En Merhametli Olandır. 2:37

Tanrı, Âdem’in Tanrı ile iletişime geçmesini ve bu sayede günahın bedelinden kurtarılmasını sağlayan özel “kelimeler” tasarlamış ve vahyetmiştir. Âdem’in kurtuluşa ulaşmak için ilahi olarak tasarlanmış bu kelimeleri söylemesi gerekiyordu.

Aynı şekilde, Rabbimiz bize günde beş defa Kendisiyle iletişim kurabileceğimiz özel kelimeler vermiştir. Ancak bu iletişim sayesinde Tanrı’nın lütfuna yeniden kavuşabiliriz.

Son birkaç yılda, namaz sırasında okunması gereken tek Kuran’ın Fatiha Suresi olduğuna dair kanıtlar ortaya çıktı. Edip Yüksel’in yeni keşfine ilişkin bu belge daha fazla kanıt sağlıyor.

[1] 1’inci Surenin Fiziksel Yapısı

11234567

Bu sayı 19’un katıdır – Kuran’ın matematiksel koduna uygundur.

[2] Edebi Kompozisyon

Yukarıda gösterilen rakamlarda gördüğümüz her ayetin sayısı yerine, her ayetteki harflerin sayısını yazalım. Aşağıdaki tabloda Fatiha Suresi’nin her bir ayetindeki harf sayısı gösterilmektedir.

Ayet NoHarf Sayısı
119
217
312
411
519
618
743

Sure numarasının ve ardından her ayetteki harf sayısının yazılmasıyla elde edilen uzun sayı da 19’un katıdır. Böylece, Fatiha’daki her harf matematiksel olarak Kuran’ın mucizevi koduna uyan ilahi bir tasarıma uygun olarak oluşturulmuştur. Bu uzun sayı şu şekildedir:

119171211191843

5 Vakit İletişim Duasının (Namazın) Ünite (Rekât) Sayısı

Her bir İletişim Duasındaki ünite sayısı (Rekâtlar) İbrahim’in zamanından beri aynıdır (21:73, 22:78). Sabah, öğlen, ikindi, akşam ve yatsı iletişim dualarının sırasıyla 2,4,4,3 ve 4 üniteden oluştuğu evrensel olarak kabul edilmektedir.

Yukarıda açıklanan aynı sistemi izleyerek, bu beş sayıyı sırayla birbirinin yanına koyarız. Ortaya çıkan sayı şudur,

24434

ve bu sayı 19’un katıdır.

ALLAHU EKBER