ELHAMDÜLİLLAH: TANRI’YA ÖVGÜLER OLSUN
EŞHEDÜ EN LA İLAHE İLLA ALLAH VAHDEHU LA ŞERİKE LEH: TANIKLIK EDİYORUZ Kİ, TANRI’NIN YANINDA BAŞKA BİR TANRI YOKTUR. O TEKTİR, ORTAĞI DA YOKTUR.
Kardeşlerim, toplumsal hafızada şöyle bir söz vardır; “Gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır.” Kuran ile paralel olan bu sözü aklımızda tutarak doğrudan Kuran’ın dediklerine dönüp Musa ve Firavun kıssasını dikkatle inceleyeceğiz inşallah. Musa’nın ve Firavun’un tarihi bize gerçek olarak aktarılırken almamız gereken çok önemli dersler var.
(7:104) Musa dedi ki “Ey Firavun! Ben kâinatın Rabbinden bir elçiyim.
(7:105) “Tanrı hakkında gerçek dışında bir şey söylememek benim üzerime bir yükümlülüktür. Rabbinizden size bir işaret ile geliyorum; İsrailoğullarının gitmesine izin ver.”
Birazdan göreceğimiz üzere Firavun, gerçeği göz ardı etmek ve gerçeğin üstünü örtmek için türlü sahtekarlıklara başvuruyor. İlk olarak Firavun, manipülasyon ve duygu sömürüsü yapıyor.
(26:18) Dedi ki “Biz seni bebeklikten itibaren yetiştirmedik mi ve sen bizimle birlikte birçok yıl geçirmedin mi?
(26:19) “Sonra işlemiş olduğun suçu işledin, sen nankörün tekiydin.”
Firavun alay ederek gerçeği göz ardı etmeye çalışıyor.
(26:23) Firavun dedi ki “Kâinatın Rabbi de ne demek?”
(26:24) Dedi ki “Göklerin, yerin ve onlar arasındaki her şeyin Rabbi. Bundan emin olmalısınız.”
(26:25) Etrafındakilere “Bunu işittiniz mi?” dedi.
Hakikate karşı mantıklı bir argümanla gidemediğinden Musa’yı delilikle itham ediyor (Ad hominem).
(26:26) Dedi ki “Sizin de Rabbiniz, atalarınızın da Rabbi.”
(26:27) Dedi ki “Size gönderilen elçiniz bir deli.”
Zavallıca tehdit savurmaya başlıyor. Çünkü gerçek oradadır ve zavallı egoların üzerindedir.
(26:28) Dedi ki “Eğer anlıyorsanız doğunun, batının ve onlar arasındaki her şeyin Rabbi.”
(26:29) Dedi ki “Eğer benden başka bir Tanrıyı kabul edersen seni zindana atacağım.”
Musa mucizelerle gittiğinde ise elçiyi sihirbaz olmakla yaftalıyor.
(26:33) Ve elini çıkardı, bakanlar için beyaz oldu.
(26:34) Etrafındaki kıdemlilere dedi ki “Bu usta bir sihirbaz.
Gerçeğe karşı savaşmak için rüşvet kullanıyor.
(26:41) Sihirbazlar geldiklerinde Firavun’a dediler ki “Eğer kazananlar olursak, bize ödeme yapılacak mı?”
(26:42) “Evet kesinlikle; üstelik bana yakın kimseler olacaksınız” dedi.
Hakikat üstün gelmeye başladığında tehditler savurmaya devam ediyor.
(7:123) Firavun dedi ki “Ona benim iznim olmadan mı iman ettiniz? Bu, halkını çıkarıp götürmek için şehirde planladığınız bir komplo olmalı. Siz kesinlikle anlayacaksınız.
(7:124) “Sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim, sonra hepinizi asacağım.”
Aslında Musa elçi olarak sadece şunu söyledi; “Yalnızca Tanrı’ya tapın.” Ve karşılığında gördüğü şey şuydu: hakaretler, rüşvetler, yaftalamalar, tehditler, incitici sözler… Tanrı’nın bize gerçek olarak aktardığı tarihte bu mesele şöyle sonlandı:
(7:136) Sonuç olarak, yaptıklarının intikamını aldık ve onları denizde boğduk. Bunun nedeni işaretlerimizi reddetmeleri ve onlara tamamen kayıtsız kalmalarıydı.
TUUBU İLA ALLAH: TÖVBE EDELİM
2. KISIM
ELHAMDÜLİLLAH: TANRI’YA ÖVGÜLER OLSUN
EŞHEDÜ EN LA İLAHE İLLA ALLAH VAHDEHU LA ŞERİKE LEH: TANIKLIK EDİYORUZ Kİ, TANRI’NIN YANINDA BAŞKA BİR TANRI YOKTUR. O TEKTİR, ORTAĞI DA YOKTUR.
Kardeşlerim gerçek şu ki, hakikat; her şeyin üstünde, zavallı egoların bile üstündedir.
Hakikat, birilerinin arzularına göre değişmez.
(23:71) Doğrusu, hakikat onların arzularına uygun olsaydı, göklerde ve yerde kaos olurdu; içlerindeki her şey bozulurdu. Biz onlara kanıtlarını verdik, fakat onlar kanıtlarını göz ardı ediyorlar.
Kimileri gerçeği tanımasına rağmen bile bile gerçeği gizleyebilir. Ama gerçek oradadır ve ne kadar gizlenmeye çalışılırsa çalışılsın orada olmaya devam edecektir.
(2:146) Kutsal yazı almış olanlar buradaki gerçeği kendi evlatlarını tanır gibi tanırlar. Yine de bazıları bile bile gerçeği gizlerler.
(2:147) Bu, Rabbinden gelen gerçektir; herhangi bir şüphe barındırma.
Milyonlarca insan, İsa’nın Tanrı olduğunu iddia etse de gerçek oradadır ve değişmez.
(3:59) İsa’nın örneği, Tanrı söz konusu olduğunda Âdem’in örneği ile aynıdır; onu topraktan yarattı, sonra ona “Ol” dedi ve o oldu.
(3:60) Bu, Rabbinden gelen gerçektir; hiçbir şüpheye kapılma.
Gerçeği sadece iki tane adam savunsa da gerçek oradadır ve bu gerçek, o iki adamı doğru kılacaktır.
(5:23) Derin saygı duyan ve Tanrı tarafından nimetlendirilen iki adam şöyle dedi, “Haydi kapıdan girin. Sadece kapıdan girerseniz kesinlikle galip geleceksiniz. Eğer imanlılar iseniz Tanrı’ya güvenmelisiniz.”
Hakikat, kimileri tarafından tehdit ile engellenmeye çalışılabilir.
(7:90) Halkı arasından inkârcı önderler dediler ki “Eğer Şuayb’ı takip ederseniz kaybedenlerden olursunuz.”
Birileri gizlemeye de çalışsa, yüz de çevirse, parmaklarını kulaklarına da tıkasa gerçek oradadır. Gerçeğe samimiyetle yönelenleri tehdit de etseler, imanlılara olan öfkelerinden parmaklarını da ısırsalar hakikat üstün gelecektir.
(7:117) Biz de o zaman Musa’ya “Değneğini yere at” diye vahyettik, bunun üzerine o, uydurdukları ne varsa hepsini yuttu.
(7:118) Böylelikle hakikat üstün geldi ve yaptıkları her şey boşa çıktı.
Tanrı’nın gerçek olan vaadi gerçekleştiğinde, nihai galiplerin kimler olduğunu herkes öğrenecektir.
(10:55) Kesinlikle, Tanrı’ya aittir göklerdeki ve yerdeki her şey. Kesinlikle Tanrı’nın vaadi gerçektir, fakat onların çoğu bilmez.
(6:135) De ki, “Ey halkım! Elinizden geleni yapın, ben de yapacağım. Nihai galiplerin kimler olduğunu mutlaka öğreneceksiniz.” Şüphesiz, kötüler asla başaramayacaklar.
Tanrı tektir, ortağı da yoktur. Tanrı’dan başka hiçbir şeyin, hiç kimsenin gücü yoktur. Bütün insanlar ve cinler Tanrı’yı inkâr da etse Tanrı tektir, bütün insanlar ve cinler Tanrı’dan başka birisinden yardım da istese gücün tamamı Tanrı’ya aittir. Yeryüzündeki herkes toplansa ve hep bir ağızdan domuzun yağının haram olduğunu da söylese, domuzun yağı helaldir, gerçek değişmez. Tek başınıza da kalsanız, size deli olduğunuz, sapmış olduğunuz, cahil olduğunuz da söylense eğer sizin ağzınızdan çıkan şey “La ilahe illa Allah” ise siz galip geleceksiniz. Çünkü gerçek, insanların arzularının ve egolarının üzerindedir. Tanrı’ya güvenin. Şartlar ve koşullar ne olursa olsun, şartlar ve koşullar nasıl görünürse görünsün Tanrı sizi destekleyecek ve siz de galip geleceksiniz. Tanrı bunu halihazırda karara bağladı. Kimse bunu değiştirmek için bir şey yapamaz. Tanrı’nın emirleri yerine getirilir.
(58:21) Tanrı şöyle karara bağladı: “Ben ve elçilerim kesinlikle kazanacağız.” Tanrı Güçlüdür, Kudretlidir.
Elçiler İçin Galibiyet Garantidir
(37:171) Elçi olan kullarımız için kararımız zaten karara bağlanmıştır.
(37:172) Onlar kesinlikle galiplerdir.
(37:173) Bizim askerlerimiz kazananlardır.
Tanrı’nın halihazırda karara bağladığı bu zafer yolunda baskıya uğrayacağız. Hiçbir zaman gevşemeyelim, hiçbir zaman tereddüt etmeyelim ve cesaretimizi kaybetmeyelim. Tanrı’nın vaadi gerçektir, öyleyse Tanrı’ya adanalım ve kararlı olalım.
Hutbemizin başında “Gerçeklerin er ya da geç ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır.” demiştik. İmanlıların galip geleceği gerçeği, Tanrı’nın vaadidir.
(10:55) Kesinlikle, Tanrı’ya aittir göklerdeki ve yerdeki her şey. Kesinlikle Tanrı’nın vaadi gerçektir, fakat onların çoğu bilmez.
(78:4) Doğrusu, onlar öğrenecekler.
(78:5) Muhakkak ki onlar öğrenecekler.
EKİMUS SALAT: NAMAZI KILALIM
Hutbe: Kerem Başçiftçi
0 Yorum