Ek 37 - Adalet Sistemi
Bir hırsız sizden bin dolar çalsa ve onu
hapse atsalar, siz ne elde edersiniz? Eğer bu hırsızın bir eşi ve çocukları
varsa, onların suçu nedir? Niçin babalarından mahrum edilmeliler?
Kuran, bugünün dünyasında yaygın olan ceza
yargılama sistemleriyle ilgili problemlerin yanı sıra bu sorunu da çözmektedir.
Denklik Yasadır
[2:178-179]
Kuran’ın adalet sistemine göre, sizden bin
dolar çaldığına dair suçu kanıtlanmış olan hırsız, kaybettiğiniz bin dolar ve
ayrıca hırsızlık olayının size vermiş olabileceği herhangi başka bir hasar ve
külfet tamamen ödeninceye kadar sizin için çalışmak zorundadır. Bununla
birlikte, hırsızın masum karısı ve çocukları da evin erkeğinden mahrum
edilmemiş olacaktır ve pahalı hapishane sistemi bertaraf edilecektir. Hapis
cezası, ilgili tüm kişilere yararsız olduğu kanıtlanmış acımasız ve insanlık
dışı bir cezadır.
Yaygın inanışın aksine, hırsızın eli kesilip
koparılmamalıdır. Merhameti ve Kuran’daki matematiksel mucizesi için Tanrı’ya
şükürler olsun, artık hırsızın elinin işaretlenmesi gerektiğini biliyoruz.
Hırsızın elinin işaretlenmesi 5:38’te belirtilmektedir. Sure ve ayet numaraları
toplamı 5 + 38 = 43 eder. Kuran’da “el kesme” ifadesinin olduğu diğer yer
12:31’de bulunmaktadır. Burada, Yusuf’a çok hayran kalıp ellerini “kesen”
kadınları görüyoruz. Belli ki ellerini ikiye ayırmadılar; bunu kimse yapamaz.
Sure ve ayet numaraları toplamı 12 + 31 = 43 eder, 5:38’deki ile aynı toplam.
Bu, Kuran hukukunun hırsızın elini ikiye ayırmayı değil, işaretlemeyi gerektirdiğine
dair matematiksel onay vermektedir. Fazladan matematiksel doğrulama da
sunulmaktadır: 12:31’den 19 ayet sonra “elin kesilmesini” tekrar görüyoruz.
İslam’daki (Teslimiyet’teki) cezalandırma, denklik ve sosyal baskıya
dayanmaktadır (2:178, 5:38, 24:2).
“Hadis & Sünnet” olarak
adlandırılan küfür, zina eden evliler için taşlayarak öldürmeyi tayin eder. Bu,
Tanrı’nın yasası değildir. 24:2’de belirtildiği gibi, zina için cezalandırma
halkın önünde kırbaçlamadır; yüz sembolik kırbaç. Yukarıda da belirtildiği
gibi, temel ceza toplumsal baskı ve suçluyu utandırmaktır. Halkın önünde
kırbaçlama bu hedefi gerçekleştirir.
Cinayetle mücadele konusunda, Kuran
kesinlikle idam cezasını caydırmaktadır (2:179). “Hüre karşı hür, köleye karşı
köle, kadına karşı kadın” (2:178). İnsanoğlunun alçak ve adaletsiz olması
nedeniyle, birçok insan bu Kuranî yasanın ne dediğini hayal bile edemez. Harfi
harfine denkliğin gözetilmesi gerektiğine dair açık olan kesin emri kabul
etmeyi reddederler—yani eğer bir kadın bir erkeği öldürürse veya bir erkek bir
kadını öldürürse veya bir köle hür bir kişiyi öldürürse veya hür bir kişi bir
köleyi öldürürse, idam cezası uygulanamaz. Kuran, katilin maktulün ailesine
tazminat vermesine öncelik verir. Katili öldürmek maktulü geri getirmez,
maktulün ailesi katilin infaz edilmesinden bir fayda da görmez. Bununla
birlikte, tazminat başkaları için caydırıcı olacak ölçüde yeterli olmalıdır.
İslam’da (Teslimiyet’te), maktul ve/veya maktulün ailesi tüm suçların
yargıcıdır; onlar cezanın ne olması gerektiğine, Kuran’ı bilen birinin gözetimi
altında karar verirler.