Sure 7: Araf (El-A’raf)
En Lütufkâr, En Merhametli olan Tanrı’nın adıyla
[7:1] A.L.M.S.
[7:2] Bu kutsal yazı sana
vahyedilmiştir—kalbinde onunla
alakalı şüphe barındırma—ki onunla
uyarasın ve imanlılara bir hatırlatıcı sağlasın diye.
[7:3] Siz hepiniz, Rabbinizden size ne vahyedildiyse onu takip edin; O’nun yanında birtakım putları takip etmeyin. Nadiren dikkate alıyorsunuz!
[7:4] Nice toplulukları yok ettik; azabımızı uykudayken veya tamamen uyanıkken üzerlerine çektiler.
[7:5] Azabımız onlara geldiğinde söyledikleri şu oldu: “Gerçekten biz haddi aşan kimseler olduk.”
[7:6] Biz kesinlikle mesaj alanları da sorguya çekeceğiz, elçileri de sorguya çekeceğiz.
[7:7] Biz onları yetkili bir
biçimde bilgilendireceğiz, çünkü biz asla habersiz değildik.
[7:8] O gün teraziler adil bir şekilde kurulacak. Tartıları ağır basanlar kazananlar olacaktır.
[7:9] Tartıları hafif basanlara
gelince, onlar da haksız bir şekilde vahiylerimizden yüz çevirmelerinin bir
sonucu olarak ruhlarını heba edenler* olacaklardır.
[7:10] Sizi yeryüzüne yerleştirdik ve orada sizin için geçim araçları sağladık. Nadiren minnettarsınız.
[7:11] Sizi biz yarattık, sonra size biçim verdik, daha sonra da meleklere “Âdem’in önünde secdeye kapanın” dedik. Onlar secdeye kapandılar, İblis (Şeytan) hariç; o, secde edenler arasında değildi.
Test Başlıyor
[7:12] Dedi ki “Sana emir verdiğimde seni secde etmekten ne alıkoydu?” O da “Ben ondan daha iyiyim; beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan” dedi.
[7:13] O da “Öyleyse aşağıya inmek
zorundasın, çünkü burada kibirli olamazsın. Defol; sen alçaltıldın” dedi.
[7:14] O dedi ki “Diriliş Günü’ne
kadar bana mühlet ver.”
[7:15] “Sana mühlet verilmiştir”
dedi.
[7:16] O dedi ki “Madem benim sapmamı Sen irade ettin,* ben de Senin dosdoğru yolunun üstünde onlar için pusuya yatacağım.
[7:17] “Onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından ve sollarından yaklaşacağım ve Sen birçoğunu nankör olarak bulacaksın.”
[7:18] Dedi ki “Horlanmış ve mağlup
edilmiş olarak oradan defol. Onlar arasından sana uyanlara gelince, Ben
Cehennemi hepinizle dolduracağım.
[7:19] “Sana gelince Âdem, eşinle
birlikte Cennete yerleşin ve oradan canınızın istediği gibi yiyin, fakat şu
ağaca yaklaşmayın, yoksa günaha düşersiniz.”
[7:20] Kendilerine görünmeyen
bedenlerini ortaya çıkarmak için şeytan onlara fısıldadı. Dedi ki “Rabbiniz, sırf
melek olmanızı ve ebedi varoluşa erişmenizi engellemek için sizi bu ağaçtan
menetti.”
[7:21] Onlara yemin etti: “Size iyi tavsiyelerde bulunuyorum.”
[7:22] Böylece onları yalanlarla aldattı. Ağacı tattıkları gibi bedenleri onlara görünür hale geldi ve kendilerini Cennet yaprakları ile örtmeye çalıştılar. Rableri onlara seslendi: “Sizi şu ağaçtan menetmemiş miydim ve şeytan sizin en azılı düşmanınızdır diye sizi uyarmamış mıydım?”
[7:23] Dediler ki “Rabbimiz! Biz
ruhumuza kötülük ettik, Bizi bağışlamaz ve bize acımazsan, biz kaybedenler
olacağız.”
[7:24] Dedi ki “Birbirinizin düşmanı olarak inin aşağıya. İkametiniz ve rızkınız bir süreliğine yeryüzünde olacaktır.”
[7:25] “Orada yaşayacaksınız, orada öleceksiniz ve oradan çıkarılacaksınız” dedi.
[7:26] Ey Âdemoğulları!
Bedenlerinizi örtmesi ve aynı zamanda lüks için size elbiseler sağladık. Fakat
en hayırlı elbise doğruluk elbisesidir. Bunlar TANRI’nın
işaretlerinden bazılarıdır ki dikkate alsınlar.
[7:27] Ey Âdemoğulları! Şeytanın,
ana babanızın Cennetten çıkarılmasına ve elbiselerinin sıyrılarak bedenlerinin
açığa çıkmasına sebep olduğunda yaptığı gibi sizi de aldatmasına izin vermeyin.
O ve soyu sizi görür, oysa siz onları görmezsiniz. Şeytanları, iman
etmeyenlerin yoldaşları olarak atadık.
Miras Alınan Tüm Bilgileri İnceleyin
[7:28] Onlar büyük bir günah işlerler, ardından derler ki “Biz atalarımızı bunu yapar bulduk ve TANRI da bize bunu yapmamızı emretmiştir.” De ki, “TANRI asla günahı savunmaz. TANRI hakkında bilmediğiniz şeyler mi söylüyorsunuz?”
[7:29] De ki, “Benim Rabbim
adaleti ve her ibadet yerinde yalnızca O’na adanarak durmayı savunur.
İbadetinizi mutlak bir şekilde yalnızca O’na adayın. Tıpkı sizi başlattığı
gibi, nihayetinde O’na döneceksiniz.”
Dikkat Edin: Onlar Rehberlik Edildiklerine İnanırlar
[7:30] Bazısına rehberlik etti, oysa diğerleri sapmaya
mahkûm edildi. Onlar, TANRI’nın yerine şeytanları efendiler
edinirler, yine de rehberlik edildiklerine inanırlar.
Mescit İçin Güzel Giyinin
[7:31] Ey Âdemoğulları! Mescide gittiğiniz zaman temiz olun ve güzel giyinin. Ve makul bir şekilde yiyip için; Şüphesiz O, oburları sevmez.
İcat Edilen Haramlar Kınandı
[7:32] De ki, “TANRI’nın, yarattıkları için
yaratmış olduğu güzel şeyleri ve iyi rızıkları kim haram kıldı?” De ki, “Bu
gibi rızıklar, iman eden kimselerin bu hayatta yararlanması içindir. Dahası,
iyi rızıklar Diriliş Günü’nde sadece onların olacaktır.” Biz bilen insanlar
için vahiyleri bu şekilde açıklarız.
[7:33] De ki, “Benim Rabbim yalnızca, açık olsun yahut gizli olsun kötü işleri, günahları, haksız saldırganlığı, TANRI’nın yanına güçsüz putlar yerleştirmeyi ve TANRI hakkında bilmediğiniz şeyler söylemeyi haram kılar.”
[7:34] Her bir topluluk için
önceden belirlenmiş bir ömür vardır. Geçiş süreleri sona erdiğinde, onlar onu
ne bir saat erteleyebilirler ne de öne alabilirler.
Aranızdan Elçiler
[7:35] Ey Âdemoğulları! Size aranızdan elçilerim
geldiğinde ve size vahiylerimi okuduğunda, dikkate alıp doğru bir hayat
sürenlerin korkacakları hiçbir şey olmayacaktır, onlar üzülmeyecekler de.
[7:36] Vahiylerimizi reddedenlere ve onlara sarılmayacak kadar kibirli olanlara gelince, onlar sonsuza dek içinde kalacakları Cehennemi üzerlerine çekmişlerdir.
[7:37] TANRI hakkında yalan uydurandan veya O’nun vahiylerini reddedenden daha
fena kimdir? Bunlar kutsal yazıya uygun bir şekilde paylarını alacaklardır,
sonra elçilerimiz hayatlarını sonlandırmaya geldiklerinde şöyle diyecekler, “TANRI’nın
yanında yalvarıp durduğunuz putlar nerede?” Onlar da “Onlar bizi terk ettiler”
diyecekler. İnkârcı olduklarına dair kendi aleyhlerinde şahitlik edecekler.
Karşılıklı Suçlama
[7:38] O diyecek ki, “Önceki cin ve insan toplulukları ile
birlikte Cehenneme girin.” Ne vakit bir grup girse, atalarının grubuna lanet
edecektir. Hepsi oraya girince, en sonuncusu bir önceki hakkında şöyle
diyecektir, “Rabbimiz! Bizi saptıranlar işte bunlar! Onlara Cehennem azabından
iki kat ver.” O da, “Her biri iki kat alır, ancak siz bilmezsiniz” diyecek.
[7:39] Atalar grubu ise sonraki gruba, “Madem bize karşı bir avantajınız vardı, o halde siz de kendi günahlarınızın azabını tadın” diyecek.
Tanrı’nın Vahiylerini Reddetmek: Bağışlanamaz Bir Suç
[7:40] Şüphesiz, kim vahiylerimizi reddederse ve onlara
sarılmayacak kadar kibirliyse, göğün kapıları onlar için asla açılmayacak, deve
iğne deliğinden geçmedikçe onlar Cennete de giremeyeceklerdir. Biz suçluya bu
şekilde karşılık veririz.
[7:41] Bir ikametgâh olarak Cehennemi üzerlerine çektiler; onların üstlerinde engeller olacaktır. Biz haddi aşanlara bu şekilde karşılık veririz.
[7:42] İman edip doğru bir hayat sürenlere gelince—ki biz bir ruha asla imkânlarının üstünde yük yüklemeyiz—bunlar da Cennetin sakinleri olacaklardır. Orada sonsuza dek kalırlar.
Tanrı’nın Lütfuyla
[7:43] Biz onların kalplerinden tüm kıskançlıkları kaldıracağız. Altlarından ırmaklar akacak ve şöyle diyecekler, “Bize rehberlik ettiği için TANRI'ya övgüler olsun. TANRI bize rehberlik etmiş olmasaydı hidayete ermemiz mümkün olamazdı. Rabbimizin elçileri doğruyu getirdiler.” Onlara şöyle seslenilecek: “Bu sizin Cennetinizdir. İşlerinize karşılık olarak onu miras aldınız.”
[7:44] Cennetin sakinleri
Cehennemin sakinlerine seslenecek: “Biz Rabbimizin vaadini gerçek olarak
bulduk; peki siz Rabbinizin vaadini gerçek olarak buldunuz mu?” Onlar da “Evet”
diyecekler. Aralarından bir duyurucu şöyle duyuracak: “TANRI’nın
laneti haddi aşanların başına gelsin;
[7:45] “ki onlar TANRI’nın yolundan alıkoyarlar ve onu çarpık yapmaya çalışırlar, onlar Ahiret konusunda da inkârcıdırlar.”
[7:46] Onları bir engel ayırır,
buna karşın Araf’ı,* her bir tarafı görünüşlerinden tanıyan insanlar
doldurur. Cennetin sakinlerine şöyle seslenecekler: “Size esenlik olsun.” Onlar
kuruntuları yüzünden (Cennete) giremediler.
[7:47] Gözlerini Cehennemin sakinlerine doğru çevirdiklerinde şöyle diyecekler, “Rabbimiz! Bizi bu kötü insanlarla birlikte bulundurma.”
Çoğunluk Mahkûm Edildi
[7:48] Araf’ın sakinleri, görünüşlerinden tanıdıkları
insanlara çağrıda bulunarak diyecekler ki, “Sayıca çokluğunuz size hiçbir
şekilde fayda sağlamadı, kibriniz de.
[7:49] “TANRI’nın onlara asla rahmet ile
dokunmayacağına yemin ettiğiniz insanlar bunlar mı?” (Araf’taki
insanlara sonra şöyle söylenecek,) “Cennete girin; sizin korkacağınız
hiçbir şey yoktur, üzülmeyeceksiniz de.”
[7:50] Cehennemin sakinleri Cennetin sakinlerine çağrıda bulunacaklar: “Suyunuzun bir kısmını veya TANRI’nın size sağladığı rızıkların bir kısmını bize doğru akıtın.” Onlar da “TANRI onları inkârcılara haram kıldı” diyecekler.
[7:51] O gün, dinlerini ciddiye
almayanları ve kafaları sürekli ve tamamen bu dünya hayatıyla meşgul olanları
unuturuz, çünkü onlar da o günü unutmuşlardı ve vahiylerimizi küçümseyerek
reddetmişlerdi.
Kuran: Tamamen Detaylı
[7:52] Biz onlara bilgi ile tamamen detaylandırılmış, iman
eden insanlar için rehberlik ve rahmet olan bir kutsal yazı verdik.
[7:53] Tüm (kehanetler) gerçekleşinceye
kadar bekliyorlar mı? Böyle bir gerçekleşmenin olacağı gün, geçmişte onu
önemsemeyenler diyecekler ki, “Rabbimizin elçileri gerçeği getirmiş. Bizim
adımıza şefaat edecek herhangi bir şefaatçi var mı? Tutumumuzu değiştirmemiz ve
geçmişte yaptığımızdan daha iyi işler yapmamız için bizi geri gönderir
misiniz?” Onlar ruhlarını heba ettiler ve onların mahkûm olmalarına kendi
bidatleri neden oldu.
[7:54] Sizin Rabbiniz o tek TANRI’dır;
gökleri ve yeri altı günde* yaratan, sonra da tüm otoriteyi üstlenen.
Gece, onu aralıksız olarak kovalayan gündüzü bürüyüp örter ve Güneş, Ay ve
yıldızlar O’nun emri ile hizmet etmeye adanmışlardır. Kesinlikle O, tüm
yaratılışı ve tüm emirleri kontrol eder. En Yücedir Kâinatın Rabbi olan TANRI.
[7:55] Rabbinize aleni olarak ve
kendi başınızayken tapının; O, haddi aşanları sevmez.
[7:56] Düzeltildikten sonra yeryüzünü bozguna uğratmayın
ve O’na derin saygı ve umutla tapının. Şüphesiz, TANRI’nın rahmeti
doğrular tarafından erişilebilirdir.
[7:57] O’dur rüzgârı ellerinden bir rahmet olarak iyi
alametle Gönderen. Ağır bulutları toplayınca onları ölü topraklara süreriz ve
her türlü meyveyi üretmek için onlardan su indiririz. Biz ölüleri işte bu
şekilde diriltiriz ki dikkate alasınız.
[7:58] İyi toprak, Rabbinin
izniyle bitkilerini kolayca üretirken, kötü toprak zar zor yararlı bir şey
üretir. Biz minnettar olan insanlar için vahiyleri bu şekilde açıklarız.
Nuh
[7:59] Biz Nuh’u halkına gönderdik, dedi ki “Ey halkım! TANRI’ya tapın; sizin O’nun yanında başka bir tanrınız yoktur. Sizin için korkunç bir günün azabından korkuyorum.”
[7:60] Halkından ileri gelenler dediler ki “Görüyoruz ki sen uzak bir sapkınlıktasın.”
[7:61] O da dedi ki “Ey halkım! Ben sapıtmış değilim; Ben kâinatın Rabbinden bir elçiyim.
[7:62] “Size Rabbimin mesajlarını iletiyorum, size öğüt veriyorum ve sizin bilmediklerinizi ben TANRI tarafından biliyorum.
[7:63] “Rahmete erişesiniz diye sizin gibi bir adam vasıtasıyla sizi uyarmak ve doğru olmaya iletmek için Rabbinizden size bir hatırlatıcı gelmesi gerektiği çok mu şaşırtıcı?”
[7:64] Onu reddettiler. Sonuç
olarak, biz onu ve onunla birlikte gemide olanları kurtardık ve vahiylerimizi
reddedenleri boğduk; onlar kördü.
Hûd
[7:65] Ve Âd’a kardeşleri Hûd’u gönderdik. Dedi ki “Ey halkım! TANRI’ya tapın; sizin O’nun yanında başka bir tanrınız yoktur. O halde doğruluğu gözetecek misiniz?”
[7:66] Halkından inkâr eden ileri gelenler dediler ki “Görüyoruz ki akılsızca davranıyorsun ve biz senin bir yalancı olduğunu düşünüyoruz.”
[7:67] O dedi ki “Ey halkım! Bende akılsızlık yok; Ben kâinatın Rabbinden bir elçiyim.
[7:68] “Ben size Rabbimin mesajlarını iletiyorum ve ben size dürüstçe öğüt veriyorum.
[7:69] “Sizi uyarmak için, sizin gibi bir adam vasıtasıyla
Rabbinizden size bir mesaj gelmesi gerektiği çok mu şaşırtıcı? Hani O sizi Nuh
halkından sonra vârisler yapmıştı ve sayınızı çoğaltmıştı. TANRI’nın
nimetlerini hatırlayın ki başarılı olasınız.”
Atalarını Körü Körüne Takip Etmek: Bir İnsan Trajedisi
[7:70] Dediler ki “Sen bizi yalnızca TANRI’ya tapmaya ve atalarımızın taptığı şeylerden vazgeçirmeye mi geldin? Eğer doğru sözlü isen bizi kendisi ile tehdit ettiğin azabı getirmen için sana meydan okuyoruz.”
[7:71] Dedi ki “Siz Rabbinizden kınanmayı ve gazabı üzerinize çektiniz. TANRI tarafından hiçbir zaman yetkilendirilmeyen, sizin uydurduğunuz—sizin ve atalarınızın—bidatleri müdafaa etmek için mi benimle tartışıyorsunuz? O halde bekleyin, ben de sizinle birlikte bekleyeceğim.”
[7:72] Sonra biz onu ve onunla
beraber olanları katımızdan bir rahmetle kurtardık ve vahiylerimizi reddedip
imanlı olmayı kabul etmeyenleri yok ettik.
Salih
[7:73] Semûd’a kardeşleri Salih’i gönderdik. Dedi ki “Ey
halkım! TANRI’ya tapın; sizin O’nun yanında başka bir tanrınız
yoktur. Rabbinizden size kanıt sağlandı: İşte size bir işaret olsun diye TANRI’nın
devesi burada. TANRI’nın toprağından yemesine izin verin ve ona
herhangi bir zarar dokundurmayın, yoksa acı veren bir azabı üzerinize
çekersiniz.
[7:74] “Hani O, Âd’dan sonra sizi
vârisler yapmış ve sizi yeryüzünde yerleştirmişti, vadilerinde köşkler inşa
ediyor ve dağlarından evler oyuyordunuz. TANRI’nın
nimetlerini hatırlayın ve yeryüzünde bozgunculuk yaparak dolaşmayın.”
Mesaj: Elçiliğin Kanıtı
[7:75] Halkı arasındaki kibirli önderler, iman etmiş olan sıradan insanlara şöyle dediler, “Salih’in, Rabbi tarafından gönderildiğini nereden biliyorsunuz?” Onlar da “Getirdiği mesaj bizi imanlılar yaptı” dediler.
[7:76] Kibirli olanlar, “Biz sizin
iman ettiğiniz şeyi inkâr ediyoruz” dediler.
[7:77] Sonunda deveyi boğazladılar, Rablerinin emrine karşı isyan ettiler ve şöyle dediler, “Ey Salih! Eğer sen gerçekten bir elçi isen bizi kendisiyle tehdit ettiğin kötü sonu getir bakalım.”
[7:78] Bunun üzerine, o sarsıntı onları evlerinde ölü bırakarak yok etti.
[7:79] O, “Ey halkım! Ben size
Rabbimin mesajını ilettim ve size öğüt verdim, fakat siz hiçbir öğütçüden
hoşlanmıyorsunuz” diyerek onlardan yüz çevirdi.
Lut: Eşcinsellik Kınandı
[7:80] Lut, halkına şöyle dedi, “Siz öyle bir iğrençliği işliyorsunuz ki; dünyada daha önce hiç kimse bunu yapmamıştı!
[7:81] “Siz, kadınların yerine erkeklerle seks yapıyorsunuz. Gerçekten de siz haddi aşan bir topluluksunuz.”
[7:82] Halkı ise, “Onları
kentinizden çıkarın. Onlar temiz olmak isteyen insanlarmış” diyerek karşılık
verdi.
[7:83] Sonuç olarak, biz onu ve
ailesini kurtardık, fakat karısı hariç; o, mahkûm edilenlerle birlikteydi.
[7:84] Biz onlara belli bir sağanak yağdırdık; suçluların akıbetlerine dikkat et.
Şuayb: Hilekârlık, Sahtekârlık Kınandı
[7:85] Midyan’a kardeşleri Şuayb’ı gönderdik. Dedi ki “Ey
halkım! TANRI’ya tapın; sizin O’nun yanında başka bir tanrınız
yoktur. Size Rabbinizden kanıt gelmiş bulunuyor. Ticaret yaptığınız zaman tam
ağırlığında ve eksiksiz verin. İnsanları haklarından mahrum etmeyin.
Düzeltildikten sonra yeryüzünü bozguna uğratmayın. Eğer imanlılar iseniz bu
sizin için daha hayırlıdır.
[7:86] “Her yolu tıkamaktan, iman edenleri TANRI’nın yolundan alıkoymaktan kaçının ve onu çarpık hale getirmeyin. Eskiden az olduğunuzu ve O’nun sayınızı çoğalttığını hatırlayın. Kötülerin akıbetlerini anımsayın.
[7:87] “Mademki bir kısmınız benimle gönderilene iman etti ve bir kısmınız da inkâr etti, TANRI aramızda hükmünü verinceye kadar bekleyin; O, en iyi hüküm verendir.”
[7:88] Halkı arasından kibirli önderler şöyle dediler, “Ey Şuayb! Dinimize geri dönmediğiniz sürece seni ve seninle birlikte iman etmiş olanları şehrimizden çıkaracağız. O da dedi ki “Bizi zorlayacak mısınız?
[7:89] “TANRI bizi
ondan kurtardıktan sonra eğer sizin dininize geri dönersek, TANRI’ya
karşı küfür işlemiş oluruz. Rabbimiz TANRI’nın iradesine aykırı
olarak ona nasıl geri dönebiliriz? Rabbimizin bilgisi her şeyi kuşatmıştır.
Biz TANRI’ya güvenip dayandık. Rabbimiz! Halkımıza karşı
bizlere kesin bir galibiyet bahşet. Sen destek verenlerin en iyisisin.”
[7:90] Halkı arasından inkârcı önderler dediler ki “Eğer Şuayb’ı takip ederseniz kaybedenlerden olursunuz.”
[7:91] O sarsıntı onları evlerinde ölü bırakarak yok etti.
[7:92] Şuayb’ı reddedenler sanki hiç var olmamış gibi yok oldular. Şuayb’ı reddedenler kaybedenler oldular.
[7:93] O, “Ey halkım! Ben size
Rabbimin mesajlarını ilettim ve size öğüt verdim. İnkâr eden insanlara nasıl
üzülebilirim” diyerek onlardan yüz çevirdi.
Şer Gibi Görünen Nimetler
[7:94] Ne zaman herhangi bir topluluğa bir peygamber
gönderdiysek, yalvarsınlar diye onun insanlarını sıkıntı ve zorluğa uğrattık.
[7:95] Sonra o zorluğun yerine esenlik ve refah getirdik. Fakat heyhat! Aldırış etmediler ve “Atalarımız da refahtan önce bu zorluğu yaşamışlardı” dediler. Sonunda beklemedikleri bir anda onları aniden cezalandırdık.
Birçok İnsan Yanlış Seçim Yapar
[7:96] Bu toplulukların insanları iman edip doğruluğa
dönmüş olsaydı, biz göklerden ve yerden üzerlerine nimetler yağdırırdık. İnkâr
etmeye karar verdiklerinden dolayı, kazandıklarına karşılık onları
cezalandırdık.
[7:97] Şimdiki toplulukların insanları, azabımızın gece
vakti uyurlarken kendilerine gelmeyeceğini garanti altına aldılar mı?
[7:98] Bugünkü toplulukların insanları, azabımızın gündüz
vakti eğlenirlerken kendilerine gelmeyeceğini garanti altına aldılar mı?
[7:99] Onlar TANRI’nın
planlarını hafife mi almışlar? Kaybedenler dışında hiç kimse TANRI’nın
planlarını hafife almaz.
[7:100] Önceki nesillerden sonra
yeryüzüne vâris olanların, eğer irade edersek onları günahlarından ötürü
cezalandırabileceğimiz ve kalplerini mühürleyerek sağır hale getirebileceğimiz
hiç mi akıllarına gelmiyor?
[7:101] Sana o toplulukların
tarihini aktarıyoruz: Elçileri onlara apaçık kanıtlarla gitmişlerdi, fakat daha
önce reddetmiş oldukları şeylere iman edecek değillerdi. TANRI inkârcıların
kalplerini işte böyle mühürler.
[7:102] Birçoğunu antlaşmalarını göz ardı ediyorken bulduk; birçoğunu kötü kimseler olarak bulduk.*
Musa
[7:103] (O elçilerden) sonra,
Musa’yı işaretlerimizle birlikte Firavun’a ve halkına gönderdik, fakat onlar
haddi aştılar. Kötülerin akıbetlerine dikkat et.
[7:104] Musa dedi ki “Ey Firavun! Ben kâinatın Rabbinden bir elçiyim.
[7:105] “TANRI hakkında gerçek dışında bir şey söylememek benim üzerime bir yükümlülüktür. Rabbinizden size bir işaret ile geliyorum; İsrailoğullarının gitmesine izin ver.”
[7:106] Dedi ki “Eğer bir işaretin varsa o halde onu ortaya koy, eğer doğru sözlü isen.”
[7:107] Değneğini yere attı ve muazzam bir yılana dönüştü.
[7:108] Elini çıkardı, seyredenlere beyaz olarak göründü.
[7:109] Firavun’un halkından ileri gelenler şöyle dediler, “Bu zeki bir sihirbazdan fazlası değil.
[7:110] “O sizi topraklarınızdan çıkarmak istiyor; ne öneriyorsunuz?”
[7:111] Onlar dedi ki “Ona ve kardeşine mühlet ver ve her kente toplayıcılar yolla.
[7:112] “Onlar her deneyimli sihirbazı toplasınlar.”
[7:113] Sihirbazlar Firavun’a geldiler ve şöyle dediler, “Eğer kazananlar biz olursak karşılığını alacak mıyız?”
[7:114] O da, “Kesinlikle evet; hatta siz bana yakın olacaksınız” dedi.
[7:115] Onlar, “Ey Musa! Ya sen at ya da biz atıyoruz” dediler.
[7:116] O da “Siz atın” dedi. Onlar attıkları zaman insanların gözlerini yanılttılar, onları korkuttular ve büyük bir sihir ortaya koydular.
[7:117] Biz de o
zaman Musa’ya “Değneğini yere at” diye vahyettik, bunun üzerine o, uydurdukları
ne varsa hepsini yuttu.
Hakikat, Uzmanlar Tarafından Tanındı
[7:118] Böylelikle hakikat üstün geldi ve yaptıkları her şey boşa çıktı.
[7:119] O zaman orada yenildiler; küçük düşürüldüler.
[7:120] Sihirbazlar secdeye kapandılar.
[7:121] Dediler
ki, “Biz kâinatın Rabbine iman ediyoruz.
[7:122] “Musa’nın ve Harun’un Rabbine.”
[7:123] Firavun dedi ki “Ona benim
iznim olmadan mı iman ettiniz? Bu, halkını çıkarıp götürmek için şehirde
planladığınız bir komplo olmalı. Siz kesinlikle anlayacaksınız.
[7:124] “Sizin ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim, sonra hepinizi asacağım.”
[7:125] Onlar da dedi ki “Biz o zaman Rabbimize döneceğiz.
[7:126] “Sen sırf, Rabbimizin
kanıtları bize geldiğinde onlara iman ettiğimiz için bize eziyet ediyorsun.”
“Rabbimiz! Bize kararlılık bahşet ve teslim olanlar olarak ölmemize izin ver.”
[7:127] Firavun’un halkından ileri gelenler dediler ki “Musa’ya ve onun halkına, yeryüzünü bozguna uğratıp seni ve tanrılarını terk etsinler diye mi müsaade edeceksin?” O da, “Onların oğullarını öldürüp kız çocuklarını sağ bırakacağız. Biz onlardan çok daha güçlüyüz” dedi.
[7:128] Musa halkına şöyle dedi, “TANRI’nın
yardımını isteyin ve kararlılıkla sebat edin. Yeryüzü TANRI’ya
aittir ve O onu kullarından kimi seçerse ona bahşeder. Nihai galibiyet doğrulara
aittir.”
[7:129] Dediler ki “Sen bize
gelmeden önce de zulme uğradık, sen geldikten sonra da.” O da şöyle dedi,
“Rabbiniz düşmanınızı yok edip sizi yeryüzüne yerleştirecek, sonra da siz nasıl
davranıyorsunuz görecek.”
Musibetler
[7:130] Sonra, dikkate alsınlar diye Firavun’un halkını kuraklığa ve ekinlerin kıtlığına uğrattık.
[7:131] Önlerine hayırlı alametler
çıktığında “Bunu biz hak ettik” dediler, fakat onlara bir zorluk dokunduğunda
Musa’yı ve onunla birlikte olanları suçladılar. Aslında, alametlerine
sadece TANRI tarafından karar verilir, fakat onların
çoğu bilmez.
[7:132] Dediler ki “Sihrinle bizi kandırmak için bize ne tür bir işaret gösterirsen göster, inanmayacağız.”
Uyarılar Dikkate Alınmadı
[7:133] Sonuç olarak, üzerlerine tufan, çekirgeler, bitler,
kurbağalar ve kan—esaslı işaretler—gönderdik. Ama kibirlerini devam ettirdiler.
Onlar çok kötü insanlardı.
[7:134] Onlara ne zaman bir musibet dokunsa şöyle dediler,
“Ey Musa! Rabbine yalvar—sen O’na yakınsın. Eğer bu musibeti kaldırırsan
seninle birlikte iman edeceğiz ve İsrailoğullarını seninle göndereceğiz.”
[7:135] Lakin herhangi bir müddet için musibeti
kaldırdığımızda sözlerini ihlal ettiler.
Kaçınılmaz Azap
[7:136] Sonuç olarak, yaptıklarının intikamını aldık ve
onları denizde boğduk. Bunun nedeni işaretlerimizi reddetmeleri ve onlara
tamamen kayıtsız kalmalarıydı.
[7:137] Ezilen insanlara ülkenin
doğusunu ve batısını miras bıraktık ve orayı nimetlendirdik. İsrailoğullarını
kararlılıklarından dolayı ödüllendirmek için Rabbinin kutlu emirleri böylelikle
yerine geldi ve Firavun’un ve halkının çalışmalarını ve topladıkları her şeyi
yok ettik.
Tüm Mucizelerden Sonra
[7:138] İsrailoğullarını denizin bir ucundan öbür ucuna ulaştırdık. Heykellere tapan insanların yanından geçtiklerinde dediler ki “Ey Musa! Onların tanrıları gibi bize de bir tanrı yap.” O da dedi ki “Gerçekten de siz cahil insanlarsınız.
[7:139] “Bu insanlar bir küfür
işliyorlar, çünkü yaptıkları şey kendilerine bir felaket getirir.
[7:140] “O sizi dünyadaki herkesten daha fazla nimetlendirmişken, tanrınız olması için TANRI’dan başkasını mı arayayım?”
İsrailoğullarına Hatırlatma
[7:141] Hani oğullarınızı öldürüp kızlarınızı sağ bırakarak
sizi en kötü zulme uğratan Firavun’un halkından sizi biz kurtarmıştık. Bu,
Rabbinizden sizin için zorlu bir imtihandı.
Dünyamız Tanrı’nın Fiziksel Varlığına Dayanamaz
[7:142] Biz Musa’yı otuz* gece için çağırdık ve onları on* ekleyerek tamamladık. Böylelikle, Rabbi ile görüşmesi kırk* gece sürdü. Musa kardeşi Harun’a dedi ki “Burada halkımla birlikte kal, doğruluğu muhafaza et ve bozguncuların yollarını takip etme.”
[7:143] Musa, tayin ettiğimiz
vakitte gelip Rabbi kendisiyle konuştuğu zaman dedi ki “Rabbim! Sana bakmama ve
Seni görmeme izin ver.” O da “Beni göremezsin. Şu dağa bak; eğer yerinde
durursa o zaman Beni görebilirsin” dedi. Sonra Rabbi dağa tecelli etti ve onu
paramparça etti. Musa baygın düştü. Kendine geldiğinde dedi ki “Sana yücelik
olsun. Sana tövbe ediyorum ve ben imanlıların en emin olanıyım.”
[7:144] Dedi ki “Ey Musa! Mesajlarımla ve seninle konuşmamla tüm insanlar arasından seni seçtim. Bu nedenle, sana verdiğimi al ve minnettar ol.”
[7:145] Biz ona levhalarda her
türlü aydınlanmayı ve her şeyin detayını yazdık: “Bu öğretilere güçlü bir şekilde
sarıl ve halkını da onlara sarılmaya teşvik et—bunlar en iyi öğretilerdir. Size
kötülerin akıbetini göstereceğim.”
İlahi Müdahale İnkârcıları Karanlıkta Tutar
[7:146] Yeryüzünde haksız yere kibirlenenleri vahiylerimden
çevireceğim. Sonuç olarak, her türlü kanıtı görseler de iman etmeyecekler. Ve
hidayet yolunu gördüklerinde onu yolları olarak benimsemeyecekler, fakat
sapıklık yolunu gördüklerinde onu yolları olarak benimseyeceklerdir. Bu onların
kanıtlarımızı reddetmeleri ve onlara tamamen kayıtsız kalmalarının sonucudur.
[7:147] Vahiylerimizi ve Ahiret buluşmasını reddedenler var ya, onların işleri boşa çıkmıştır. Onlara sadece işlediklerinin karşılığı verilmiyor mu?
Altın Buzağı
[7:148] Onun yokluğunda, Musa’nın halkı, mücevherlerinden
buzağı sesi* çıkaran bir buzağı heykeli yaptı. Kendileriyle konuşamadığını
veya kendilerine herhangi bir yolda rehberlik edemediğini görmediler mi? Ona
taptılar ve böylelikle kötü kimselere dönüştüler.
[7:149] Nihayet, yaptıklarına
pişman olduklarında ve sapmış olduklarını anladıklarında, “Rabbimiz rahmeti ile
bizi günahın bedelinden kurtarmadığı ve bizi bağışlamadığı sürece biz
kaybedenler olacağız” dediler.
[7:150] Musa, kızgın ve hayal kırıklığına uğramış bir şekilde halkına döndüğünde dedi ki “Yokluğumda ne berbat bir şey yapmışsınız öyle! Rabbinizin buyruklarını bekleyemediniz mi?” Levhaları yere attı ve kardeşinin başını tutup kendine doğru çekti. (Harun) dedi ki “Anamın oğlu! İnsanlar benim zayıflığımı fırsat bildiler ve neredeyse beni öldüreceklerdi. Düşmanlarımın sevinmesine fırsat verme ve beni haddi aşan insanlarla bir tutma.”
[7:151] (Musa) dedi ki “Rabbim! Beni ve kardeşimi bağışla ve bizi rahmetine dâhil et. Sen tüm merhametlilerin En Merhametlisisin.”
[7:152] Şüphesiz, buzağıyı putlaştıranlar Rablerinden gazabı ve bu hayatta aşağılanmayı üzerlerine çektiler. Biz bidatçilere böyle karşılık veririz.
[7:153] Günahlar işleyen, ardından
sonrasında tövbe edip iman edenlere gelince, senin Rabbin—bundan
sonra—Bağışlayıcıdır, En Merhametli Olandır.
[7:154] Musa’nın öfkesi yatıştığında, Rablerine derin saygı duyanlar için rehberlik ve rahmet içeren levhaları aldı.
[7:155] Sonra, Musa bizimle
kararlaştırılmış görüşmeye gelmeleri için halkından yetmiş adam seçti. Deprem
onları sarstığında dedi ki “Rabbim! Eğer öyle irade etseydin benimle
birlikte onları geçmişte de yok edebilirdin. İçimizdeki beyinsizlerin eylemleri
yüzünden bizleri de mi yok edeceksin? Bu, bizim için belirlediğin bir test
olmalı. Onunla irade ettiğin kişiyi kınar, irade ettiğin kişiye rehberlik
edersin. Sen bizim Sahibimiz ve Efendimizsin, öyleyse bizi bağışla, bize
rahmetini yağdır; Sen en iyi Bağışlayıcısın.
Tanrı’nın Rahmetini Kazanmak İçin Gerekenler: Zekâtın Önemi
[7:156] “Ve bizim için bu dünyada da Ahirette de doğruluğu karara bağla. Biz Sana tövbe ettik.” Dedi ki “Benim azabım kimi irade edersem onun başına gelir. Fakat rahmetim her şeyi kuşatır. Bununla birlikte, Ben onu şu kimselere has kılacağım: (1) doğru bir hayat sürenler, (2) zorunlu bağışı (Zekâtı) verenler,* (3) vahiylerimize iman edenler ve
[7:157] “(4) kendi
Tevrat ve İncillerinde* yazılı buldukları, kitap ehli olmayan
peygamber (Muhammed) elçiyi takip edenler. O onları doğru olmaya
teşvik eder, kötüden meneder, onlar için tüm güzel yiyecekleri helal kılar ve
kötü olanı haram kılar, onlara yüklenen yükleri ve vurulan prangaları kaldırır.
Ona iman edenler, ona saygı duyanlar, onu destekleyenler ve onunla gelen ışığı
takip edenler başarılı olanlardır.
[7:158] De ki, “Ey insanlar! Ben
sizin hepinize TANRI’nın elçisiyim. O’na aittir göklerin
ve yerin egemenliği. O’ndan başka tanrı yoktur. Hayatı ve ölümü O kontrol
eder.” Bundan dolayı siz, TANRI’ya ve kitap ehli olmayan
peygamber elçisine iman edin, ki o, TANRI’ya ve O’nun
kelimelerine iman eder. Onu takip edin ki rehberlik edilesiniz.
Rehberlik Edilen Yahudiler
[7:159] Musa’nın takipçileri arasında gerçeğe uygun olarak rehberlik eden kimseler vardır ve o gerçek onları doğru kimseler kılar.
Sina’daki Mucizeler
[7:160] Onları on iki kabile halinde
topluluklara ayırdık ve halkı kendisinden su istediğinde Musa’ya vahyettik:
“Değneğinle kayaya vur,” bunun üzerine ondan on iki pınar fışkırdı. Böylelikle
her bir topluluk kendi suyunu bildi. Ve onları bulutlarla gölgeledik ve onlara
man ve bıldırcın indirdik: “Size sağladığımız güzel şeylerden yiyin.” Kötülük
ettikleri biz değildik; ruhlarına kötülük edenler kendileriydi.
Mucizelere Rağmen İsyan
[7:161] Hani onlara denmişti ki “Şu kente gidip yaşayın ve
oradan canınızın istediği gibi yiyin, insanlara dostça davranın ve kapıdan
tevazu ile girin. Biz de o zaman taşkınlıklarınızı bağışlayacağız. Biz doğrular
için ödülü katlayacağız.”
[7:162] Fakat aralarındaki kötü kişiler, kendilerine verilen emirleri başka emirlerle değiştirdiler. Sonuç olarak, kötülüklerinden ötürü üzerlerine gökten kınama gönderdik.
Buyrukları Gözetmek Refah Getirir
[7:163] Onlara Şabat Günü’ne saygısızlık eden deniz kıyısındaki topluluğu hatırlat. Şabat Günü’nü gözettiklerinde onlara balık bolca geliyordu. Ve Şabat Günü’nü ihlal ettiklerinde ise balık gelmiyordu. Haddi aşmalarının bir sonucu olarak onlara bu şekilde sıkıntı veriyorduk.
Tanrı’nın Mesajı ile Alay Edip Eğlenmek
[7:164] Hani onlardan bir grup şöyle demişti, “TANRI’nın
mutlaka yok edeceği veya şiddetli bir şekilde cezalandıracağı insanlara ne diye
vaaz edesiniz?” Onlar da, belki kurtarılırlar diye “Rabbinizden özür dileyin”
şeklinde cevap verdiler.
[7:165] Kendilerine hatırlatılanı
umursamadıklarında, kötülüğü önleyenleri kurtardık ve kötülük edenlere de
kötülüklerinden dolayı korkunç bir azap dokundurduk.
[7:166] Buyruklara karşı gelmeye devam ettiklerinde, onlara “Aşağılık insansı maymunlar olun!” dedik.
[7:167] İlaveten, Rabbin, Diriliş
Günü’ne kadar onları şiddetli zulme uğratacak bir halkı karşılarına
çıkaracağını karara bağladı. Senin Rabbin ceza uygulamada en etkili olandır ve
elbette O Bağışlayıcıdır, En Merhametli Olandır.
[7:168] Onları yeryüzünün her
yanındaki birçok topluluk arasına dağıttık. Onlardan bazıları doğru kimselerdi,
bazıları ise yeterince doğru değildi. Dönsünler diye onları refah ve zorlukla
test ettik.
[7:169] Onların ardından, yerlerine
kutsal yazıyı miras almış olan yeni nesilleri getirdi. Ancak bunun yerine “Biz
bağışlanacağız” diyerek dünya hayatını seçtiler. Fakat öte yandan bu dünyanın
menfaatlerini tercih etmeye devam ettiler. Onlar kutsal yazıya sarılacaklarına
ve TANRI hakkında gerçek dışında konuşmayacaklarına
dair bir antlaşma yapmamışlar mıydı? Kutsal yazıyı incelemediler mi? Muhakkak
ki Ahiret yurdu, doğruluğu sürdürenler için çok daha hayırlıdır. Anlamıyor
musunuz?
[7:170] Kutsal yazıya sarılanlara ve İletişim Dualarını (Namazı) yerine getirenlere gelince, biz takva ehlini mükâfatlandırmayı asla ihmal etmeyiz.
[7:171] Biz dağı bir şemsiye gibi üzerlerine yükselttik ve onlar onun üzerlerine düşeceğini zannettiler: “Size verdiğimize güçlü bir şekilde sarılın ve içeriğini hatırınızda tutun ki korunasınız.”
Tanrı Hakkında İçgüdüsel Bilgi ile Doğarız*
[7:172] Hani Rabbin Âdem’in soyundan gelen herkesi toplamış
ve onlara kendileri için şahitlik ettirmişti: “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?”
Hepsi de “Evet. Biz şahitlik ediyoruz” dediler. Böylelikle, Diriliş Günü’nde
“Biz bunun farkında değildik” diyemezsiniz.
[7:173] Şunu da diyemezsiniz,
“Putperestliği yapan atalarımızdı, biz sadece onların izinden yürüdük. Bizi
başkalarının yaptığı bidatlerden dolayı mı cezalandıracaksın?”
[7:174] İnsanların kendilerini günahtan kurtarmalarına olanak sağlamak için vahiyleri bu şekilde açıklarız.*
[7:175] Onlara, kendisine kanıtlarımızın verildiği ancak onları umursamamayı seçen kişinin haberlerini oku. Sonuç olarak şeytan, yoldan sapmış biri oluncaya dek onun peşine düştü.
[7:176] İrade etmiş olsaydık onu
onunla yükseltirdik, fakat yere yapışıp kalmakta ısrar etti ve kendi
fikirlerinin ardına takıldı. Böylece o, köpeğe benzer; onu ister okşa ister
azarla, dilini sarkıtıp hızlı hızlı solur. Böyledir kanıtlarımızı reddeden
insanların örneği. Bu anlatıları aktar ki düşünsünler.
[7:177] Kanıtlarımızı reddeden insanların örneği gerçekten de ne kötüdür; kötülük ettikleri yalnızca kendi ruhlarıdır.
[7:178] TANRI kime rehberlik ederse, o gerçekten hidayete ermiştir ve kimi sapmaya mahkûm ederse, işte onlar da kaybedenlerdir.
Şeytan Kendi Elemanlarını Hipnotize Eder
[7:179] Biz çok sayıda cini ve insanı Cehenneme mahkûm
ettik. Kendisi ile anlamadıkları zihinleri, kendisi ile görmedikleri gözleri ve
kendisi ile işitmedikleri kulakları vardır. Onlar hayvanlar gibidirler; hayır,
onlar çok daha aşağıdırlar—onlar tamamen habersizdirler.
[7:180] TANRI’ya aittir en güzel isimler; O’nu onlarla çağırın ve O’nun isimlerini
tahrif edenleri umursamayın. Onlar günahlarından dolayı cezalandırılacaklardır.
[7:181] Yarattıklarımız arasında gerçek ile yol gösterenler vardır ve o gerçek onları doğru kimseler kılar.
[7:182] Vahiylerimizi reddedenlere gelince, onlar asla fark etmeden kendilerini gittikleri yolun doğru olduğuna inandırırız.
[7:183] Hatta onları cesaretlendireceğim; Benim planım çetindir.
[7:184] Onlar neden kendi
arkadaşları (olan elçi) üzerine derin derin düşünmüyorlar? O
deli değildir. O ancak esaslı bir uyarıcıdır.
[7:185] Göklerin ve yerin
hâkimiyetine ve TANRI’nın yarattığı tüm şeylere
bakmadılar mı? Hayatlarının sonunun yakın olabileceği hiç mi akıllarına
gelmiyor? Bunun yanında hangi Hadise iman ederler?
[7:186] TANRI kimi sapmaya mahkûm ederse, ona hiç kimsenin rehberlik etmesi
mümkün değildir. O onları günahları içinde bocalar bir halde bırakır.
[7:187] Sana dünyanın sonuna (Saat’e)* ve
onun ne zaman gerçekleşeceğine dair sorular sorarlar. De ki, “Onun bilgisi
Rabbimin yanındadır. Onun vaktini sadece O ortaya çıkarır.* Ağırdır o, göklerde
ve yerde. Ansızın olması dışında size gelmeyecektir.”** Sanki o senin
kontrolün altındaymış gibi sana soruyorlar. De ki, “Onun bilgisi TANRI’nın
yanındadır,” fakat insanların çoğu bilmez.
Elçiler Güçsüzdürler: Onlar Geleceği Bilmezler
[7:188] De ki, “Ben kendime fayda sağlama yahut zarar verme
gücüne sahip değilim. Sadece TANRI’nın irade ettiği gelir başıma.
Eğer geleceği bilseydim servetimi artırırdım ve bana hiçbir zarar dokunmazdı.
Ben, iman eden kimseler için bir uyarıcıdan ve müjdeciden fazlası değilim.”
Evlatlarımız Put Haline Gelebilir
[7:189] O sizi tek kişiden (Âdem’den) yarattı.
Ardından her adama, onunla huzur bulsun diye bir eş verir. Kadın daha sonra zar
zor fark edebildiği hafif bir yük taşır. Yük ağırlaştıkça, onlar Rableri TANRI’ya
yalvarırlar: “Eğer bize iyi bir bebek verirsen, minnettar olacağız.”
[7:190] Fakat onlara iyi bir bebek verdiğinde, O’nun
armağanını O’na rakip bir puta dönüştürürler. TANRI yüceltilsin, herhangi bir ortaklığın
çok üzerinde.
[7:191] Hiçbir şey yaratmayan,
üstelik kendileri yaratılmış olan putları ilahlaştırdıkları bir gerçek değil
midir?
[7:192] Ne onlara yardım edebilen ne de kendi kendilerine yardım edebilen putları?
[7:193] Onları rehberliğe davet
ettiğinizde sizi takip etmezler. Dolayısıyla, ister onları davet edin ister
sessiz kalın, onlar için aynıdır.
[7:194] TANRI’nın yanı sıra çağrıda bulunduğunuz putlar da sizin gibi yaratılmış
varlıklardır. Buyurun çağırın onları; eğer haklıysanız haydi size cevap
versinler.
[7:195] Üzerinde yürüdükleri bacakları mı var? Kendilerini savunacakları elleri mi var? Gören gözleri mi var? İşiten kulakları mı var? De ki, “Putlarınızı çağırın ve gecikmeksizin beni çarpmalarını isteyin.
[7:196] “Benim tek Sahibim ve
Efendim TANRI’dır; bu kutsal yazıyı indiren. O, doğruları
korur.
[7:197] “O’nun yanına yerleştirdiğiniz putlara gelince, onlar size yardım edemezler, onlar kendi kendilerine de yardım edemezler.”
[7:198] Rehberliğe davet
ettiğinizde işitmezler. Onların sana baktıklarını görürsün, fakat görmezler.
[7:199] Sen affetme yoluna başvur, tolerans göstermeyi savun ve cahillere aldırış etme.
[7:200] Şeytan sana herhangi bir fısıltı fısıldadığında TANRI’ya sığın; O İşitendir, Her Şeyi Bilendir.
[7:201] Doğru kimseler var ya, Şeytan onlara bir fikirle yaklaştığında onlar hatırlarlar, bunun üzerine gören kimseler oluverirler.
[7:202] Kardeşleri, sapmaları için
onları durmaksızın ayartırlar.
[7:203] Eğer talep ettikleri bir mucizeyi getirmezsen, “Onu neden istemiyorsun?” derler. De ki, “Ben sadece Rabbimden bana vahyedilene uyarım.” Bunlar Rabbinizden aydınlanmalar, rehberlik ve iman eden insanlar için rahmettir.
[7:204] Kuran okunduğu zaman onu dinleyip dikkate alın ki rahmete erişesiniz.
[7:205] Rabbini kendi içinden,
herkesin önünde, kendi başınayken ve sessizce, gece gündüz hatırla;
gaflete düşme.*
[7:206] Rabbinin katındakiler, asla
O’na tapınmayacak kadar kibirli değildirler; O’nu yüceltirler ve O’nun
huzurunda secdeye kapanırlar.