Bizim neslimiz Kuran’daki iki müthiş olguya şahit olduğu için şanslıdır: (1) Olağanüstü bir matematiksel kod (Ek 1) ve (2) olağanüstü boyutlardaki edebi bir mucize. Eğer insanlar matematiksel olarak yapılandırılmış bir eser yazmaya kalkışırlarsa, sayısal manipülasyonlar edebi kaliteyi olumsuz yönde etkileyecektir. Kuran, edebi mükemmellik için de standart oluşturmaktadır.
Altı gün, sadece bize pek çok bilgi sağlayan bir ölçüttür. Öyle ki, “Dünya” denilen küçücük zerre dört günde yaratılmışken (41:10-12) uçsuz bucaksız olan hayatsız fiziksel kâinatın iki günde yaratıldığını öğreniyoruz. Yeryüzü sakinleri için yiyecek, su ve oksijen temininin tam olarak hesaplanması ve düzenlenmesi gerekiyordu.
Yeryüzü başlangıçta su ile kaplıydı. Ardından kara kütlesi ortaya çıktı ve kıtalar sürüklenip ayrıldı.
Kuran’ın 19-temelli matematiksel kodu ilahi yazarlığın dâhili bir kanıtıdır. “Beyyine” (kanıt) kelimesinin Kuran’da 19 defa geçmesi dikkate değerdir.
Sonradan anlaşıldı ki Musa’nın kitabı da “19” ortak paydası ile matematiksel olarak oluşturulmuştu. Dipnot 46:10 ve Ek 1’e bakınız.
Bu, Tanrı’nın kanıtlanmış gerçeğidir: Nuh’un gemisi ilkel halatlarla bağlanmış kütüklerden yapılmıştı (54:13). Yaygın inancın aksine sel, bugünün Ölü Deniz’inin etrafındaki alanla sınırlıydı ve hayvanlar da sadece Nuh’un çiftlik hayvanlarıydı; yeryüzünde yaşayan her hayvan değil.
Şefaat, insanları puta tapmaya ikna etmek için Şeytan’ın en etkili yemidir. Gel gör ki, ne İbrahim babasına yardım edebildi, ne Nuh oğluna yardım edebildi, ne de Muhammed kendi akrabalarına yardım edebildi (2:254, 9:80 & 114).
En Merhametli Olan, ilk suçumuzu kınamamız ve günahın bedelinden kurtarılmamız için bir şans daha vermek üzere bizleri bu yeryüzü üzerinde yarattı (Giriş’e ve Ek 7’ye bakınız).
Tanrı Cehenneme tek bir kişiyi koymaz; Cehenneme gitmeyi kendileri seçerler ve onda ısrar ederler.