KURAN’DA KEŞFEDİLEN

YENİ MÜTHİŞ MUCİZELER

Tucson Mescidi’ni ziyaret edenler, Yüce Tanrı tarafından “En büyük mucizelerden biri” (74:30-35) olarak tanımlanan bir mucizeye tanık olurlar. Güney duvarına, üzerinde çok uzun bir sayının yazılı olduğu uzun bir kâğıt (40 inç/92 cm) asıldı. Bu uzun sayı, Kuran’daki her bir ayeti içerir ve her suredeki ayet sayısı bulunduğu ayetten önce gelir. Böylece, 1’nci sure 71234567 numarasıyla temsil edilir. 2’nci sure 286 ayetten oluşur ve bu sebeple 286 12345….285 286 uzun sayısı ile temsil edilir. Bu, Kuran’ın tüm sureleri için yapılır ve bu sayılar yan yana koyularak 12692 rakamdan oluşan devasa bir sayı oluşur ve şu şekilde görünür:

712345672861234……….  6123456

Kuran’daki her ayetin numarasını içeren bu çok uzun sayı 19’un katıdır. 12692 rakamdan oluşur ve bu sayı da 19’un katıdır. S.P. okuyucuları bu mucizeye aşinadır. Bu, herhangi bir zamanda ve herhangi bir yerde, herkesin tanık olabileceği sürekli bir mucizedir.

İmanlılara Toplu İlahi Esin

United Submitter International’ın yıllık konferansı esnasında (1-3 Eylül 1989), Dr. Ali Fazely Kardeşimiz, Abdullah Arık Kardeşimize yukarıda gösterilen uzun sayıyı yazarken Besmelelerin dikkate alınmadığını söyledi. Besmeleler Kuran’ın ayrılmaz bir parçasını oluşturduğundan, Ali onları da ayetlerin numaralarının yazımına dâhil etmemizi ve numaralandırılmamış her Besmeleye bir sıfır rakamı atamamızı önerdi. Kuran’da 2 adet numaralandırılmış Besmele (1:1 ve 27:30) ve 112 adet numaralandırılmamış Besmele bulunmaktadır. Besmelesiz tek sure 9’ncu suredir.

Başka Bir Müthiş Mucize

Abdullah Arık kardeşimiz sure numarasını, ardından ayet sayısını ve her ayetin numarasını yazdı. Numaralandırılmamış her Besmele’ye bir Sıfır atandı. Böylelikle, 1’nci sure şu sayı ile temsil edilir:

1 7 1234567

2’nci sure şu sayı ile temsil edilir:

2 286 012345…….286

Bu, 114 surenin tamamı için yapılır. 9’ncu sure şu sayı ile temsil edilir:

9 127 12345………127

Önünde Besmele bulunmayan tek surenin 9’ncu sure olduğunu akılda bulundurmak önemlidir. Ayet sayısı (127) ile 1’nci ayet arasına sıfır koyarsak, bütün bu olgu çöker. Aynı şekilde, 128-129 sahte ayetleri dâhil edilirse de bu olgu çöker.

Son sure şu şekilde temsil edilir:

114 6 0123456

Tüm 114 sureyi temsil eden sayılar, 13038 basamaktan oluşan çok uzun bir sayı oluşturmak için yan yana yerleştirilir. Bu çok uzun sayının 19’un katı olduğu bulunmuştur.

Nihaî Mucize

Kuran’daki tüm ayetlere bakalım ve onlara ilk ayetten son ayete kadar ardışık numaralar verelim. Böylece, Anahtar Suresi 1’in 7 ayeti aynı numaralara sahip olacaktır (1’den 7’ye kadar). Sonra 2’nci surenin Besmelesine geliriz; ona 8 numarasını veririz. 2’nci sure’nin ilk ayetine 9 numarası verilir ve bu şekilde Kuran’ın sonuna kadar devam ederiz. Son ayet 114:6’dır ve 6346 (19×334) olarak numaralandırılmıştır. Bu bize iki numaralandırma sistemi verir; her surenin içinde bildiğimiz ayet numaraları ve ardışık numaralar.

Şimdi surenin numarasını, ardından ilk ayetin numarasını, ardından bu ayetin sıra numarasını yazalım ve bu şekilde Kuran’ın sonuna kadar devam edelim. Böylece, önce Sure 1’in numarasını, sonra da sıralı numaralarıyla birlikte ayetlerinin numarasını yazıyoruz:

1 11 22 33 44 55 66 77

Sonra ikinci surenin numarasını, ardından 2’nci surenin Besmelesi için Sıfırı, ardından bu Besmelenin sıra numarası olan 8’i, sonra 2’nci surenin ilk ayeti için 1’i, ardından 2:1 ayetinin sıra numarasını yazarız ve bu böyle devam eder:

2 08 19 210 311…… 286 294

Dolayısıyla, ilk iki sureyi temsil eden sayı şu şekilde ifade edilir:

1 11 22 33 44 55 66 77 2 08 19…286 294

Son sureyi temsil eden sayı, sure numarası (114) ile başlar, ardından numaralandırılmamış her Besmeleye atanan numara (0), ardından o Besmelenin sıra numarası (6340), ardından 1, sonra 6341, sonra 2, sonra 6342, sonra 3, sonra 6343, sonra 4, sonra 6344, sonra 5, sonra 6345, sonra son ayet (6), sonra da 6346 gelir:

114 0 6340 1 6341…. 6 6346

Ortaya çıkan çok uzun sayı:

[1] 12806 rakamdan oluşur (19×674),

[2] 37088 basamaktan oluşur (19×1952) ve bu

[3] çok uzun sayının kendisi de 19’un katıdır.

Bu mucizevi olgu, Kuran’ın büyük mucizesine daha da güç katmakta ve 9:128-129’un asla Kuran’a ait olmadığı yönünde daha fazla kanıt sunmaktadır.

ALLAHU EKBER.

Muhammedîler Cehenneme

Gitmekte Israr Ediyor

Tanınmış bir Müslüman âlim, Besmele’nin (1:1 Ayeti) 19 harften oluşmadığı ve Muhammed peygamberin Arapça isminin 5 harften oluştuğu temelinde, benim Tanrı’nın Antlaşma Elçisi olduğum yönündeki karşı konulamaz kanıtlanmış gerçeği “çürütmüştür”. Benim ona ve tüm Muhammedîlere sorum şudur: Eğer size Besmele‘nin 19 harften oluştuğunu ve Muhammed’in isminin 4 harften oluştuğunu tartışmasız bir şekilde kanıtlarsam, benim Tanrı’nın elçisi olduğuma dair kanıtlanmış gerçeği kabul edecek misiniz?

Chicago’daki İslam Koleji’nde İslami Çalışmalar Profesörü olan Dr. Assad Busool’dan, sözüm ona benim elçiliğimi çürüten kaba bir mektup aldım. Dr. Busool, ’’Besmele 22 harften oluştuğu ve Arapça ’’Muhammed محمد’’ kelimesi 5 harften oluştuğu için, elçiliğimin kanıtının çöktüğünü!!!” söylüyor.

Böylece, bu bültende bildirildiği gibi, Yüce Tanrı Kuran’da her zamankinden daha güçlü ve her zamankinden daha müthiş mucizeler ortaya koyarken, Muhammedî âlimler hala en temel konularda takılıp kalmışlardır. Onlar hala Kuran’ın ilk ayetindeki harflerin sayısını saymaya çalışmaktadırlar. Tanrı Kendi büyük mucizesini güçlendiriyor (74:30-35), ancak Muhammediler bunu reddetmeye devam ediyorlar. Cehenneme gitmek için hiçbir mazeretleri olmayacak.

Muhammedî âlimler Kuran’ın ilk ayetindeki harflerin sayısını bilmediklerini açıkça itiraf ettiklerine göre, onların Kuran’ın geri kalanını açıklamalarına nasıl güvenilebiliriz? Doğrusu onlar Besmele’nin ilk harfinde takılıp kalmışlardır. Dr. Busool “BISM بسم “’in harflerini 3 değil de 4 olarak saymaktadır. Kendisine sorum şu: 1:1’in “BISM بسم“inde kaç harf görüyorsunuz ve 96:1’in “BISM باسم “inde kaç harf görüyorsunuz?!!!

1:1’in “BISM “i ile 96:1’in “BISM “i arasındaki fark o kadar açıktır ki, ilkokul birinci sınıftaki herhangi bir öğrenci size 1:1’in BISM’inin 3 harften, 96:1’in BISM’inin ise 4 harften oluştuğunu söyleyebilir. Burada 1:1 ve 96:1’i en son çıkan Kral Fahd baskısında gösterildiği şekilde yeniden aktarıyorum:

1:1 Ayeti

96:1 Ayeti

Tanrı Puta Tapanları Bloke Eder

Dr. Busool’a göre Besmele 19 değil 22 harften oluşmaktadır. Bu sebeple, size sadece Dr. Busool’a göre Besmele’yi ve Kuran’da yazıldığı şekliyle Besmele’yi göstereceğim.

Dr. Busool’a göre

Besmele bu şekildedir.

Kuran’a göreBesmele bu şekildedir.

Dr. Busool’un cehenneme gitmek için çok uğraştığı yönünde herhangi bir şüpheniz var mı? Gerçekten de burada bulunmamızın nedenlerinden biri, Tanrı’nın kimseyi cehenneme koymadığını göstermektir; insanlar cehenneme gitmekte ısrarcıdır (bkz. 11:101, 16:118, 43:76). Tanrı açık delillerle net bir mesaj göndermiş ve elçisini harika mucizelerle desteklemiştir, ancak insanlar cehenneme gitmekte ısrar etmektedir.

Busool’un En Büyük Yalanı

Benim 3:81’de önceden haber verilen Tanrı’nın Antlaşma Elçisi olduğuma dair yüzlerce çürütülemez Kuranî ve matematiksel kanıt sundum (bkz. yeni Kuran çevirimin Ek 2’si). Kanıtlar arasında ismimin kök kelimesinin Kuran’da 19 kez geçmesi de bulunmaktadır (KURAN KELİMELERİ DİZİNİ, Birinci Baskı, Sayfa 320). Ayrıca, İslam’ın üç elçisi olan İbrahim, Muhammed ve Reşad’ın Kuran’da yazıldığı hâliyle (21:51, 47:2 ve 40:38) sayısal değerini topladığımızda, toplam 855, 19×45’e ulaşır. Dr. Busool bu kanıtı Muhammed’in isminin 4 değil 5 harften oluştuğuna dayanarak çürütmektedir!!! Bu da ona göre toplam değeri 895 yapar ki bu da 19’un katı değildir!!!

Dr. Busool tarafından önerilen “Muhammed” kelimesi (Muhammemed)

Tüm Müslümanlar tarafından kabul edilen “Muhammed” kelimesi

İlkokula giden her çocuk Peygamber’in isminin 4 harften oluştuğunu bilir. Ancak Kuranî gerçeğin tecelli etmesi gerekir: Kuran 18:56’da kâfirlerin gerçeğe karşı sahteliklerle ve yalanlarla mücadele ettiklerini belirtir.

Konu çok basit

[1] Kuran bize 3:81’de bütün peygamberler bütün kutsal yazıları tebliğ ettikten sonra Tanrı’nın Antlaşma Elçisi’nin geleceğini bildirir.

[2] 33:7 ayetinin de tasdik ettiği gibi Muhammed, Tanrı’nın Antlaşma Elçisine iman etmeye ve onu desteklemeye söz veren peygamberlerden biriydi.  

[3] Bu Kuranî gerçekleri reddeden hiç kimse artık Müslüman değildir (3:82-85).

[4] Kuran, Tanrı’nın Antlaşma Elçisi’nin adını “Reşad Halife” olarak yazmaktadır (SP’nin geçmiş sayılarına bakınız).

[5] Reşat Halife’nin Tanrı’nın Antlaşma Elçisi olduğuna dair Kuranî ve matematiksel kanıtlar hiç de muğlak/anlaşılması güç değildir; apaçıktır.

Müslüman âlimler neden böylesine apaçık bir yalana ve sahtekârlığa başvuruyorlar? Akıbetlerinin cehennem olmasını sağlamak istiyorlar.

Kendilerini Aldatıyorlar:

İKİYÜZLÜLER İLAN EDERLER:

‘’Bizim Bir Elçiye İhtiyacımız Yok’’

Tanım olarak, ikiyüzlüler dilleriyle imanlılar olduklarını söylerler. Ancak, eylemleri onların inkârlarını yansıtır.  Kalbinde olmayanı söylemek, Tanrı nazarında en hor görülen şeydir (63:1). Onların en yaygın ifadelerinden biri de şudur: ‘’Bizim bir elçiye ihtiyacımız yok. Biz, Tanrı’dan bir elçiye ihtiyaç duymaksızın yalnızca Tanrı’ya tapınabilir ve yalnızca Kuran’ı takip edebiliriz.’’ Onlar böylelikle Tanrı’nın sistemine karşı isyan ederler. Elçiler göndermek, pek çok sebepten ötürü Tanrı’nın sistemidir.

Tanrı, elçilerini iman edip doğruluğa çalışan kimseleri kurtarmak için gönderir, 65:11 ayetinde gördüğümüz üzere: ‘’İman edip doğru bir hayat sürenleri karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için Tanrı’nın ayetlerini okuyan bir elçi.’’ Dikkat edin, ayet ‘’iman edip doğru bir hayat sürenler’’den bahsediyor. Onlar, Tanrı’nın elçisi gelip onları ‘’karanlıklardan çıkarıncaya’’ dek karanlıktadırlar. Ayrıca ‘’okur’’ kelimesine de dikkat edin. Kitabın kendisi, Kuran, Tanrı’nın ayetlerini ‘’okuyamaz.’’ Elçi hayatta iken kitap canlanır ve imanlıları karanlıklardan aydınlığa çıkarır.

Kuran, Elçi olmadan,

Kötü Kimseleri Şaşırtıp Doğru Yoldan Saptırır

2:2614:2717:4117:82 ayetlerine bakınız.  3:7 ayetinde, ‘’Kuran’ın belli yönlerini açıklamak için ilimde sağlam temelli kişilere ihtiyaç olduğunu’’ görüyoruz. Tanrı’dan yeni bilgi ve vahiyler alan elçi, kesinlikle ‘’ilimde sağlam temelli’’dir. Aksi halde, Tanrı elçiler olmadan, neden gökten sadece fiziksel bir kitap indirmedi? Açıkça, Tanrı’nın elçisine ihtiyaç duymadıklarını; kendi kendilerine Cennete girmeyi başaracaklarını söyleyenler Tanrı’ya karşı küfür işliyorlar. Çünkü onlar Tanrı’nın sistemine meydan okuyorlar.

Tanrı’nın sistemi 18:17 ayetinde açık bir şekilde belirtilmiştir: ‘’Tanrı kimi saptırmayı irade ederse, sen onun için bir rehber öğretmen bulamayacaksın.’’ Bu sistemi, özellikle neslimizle alakalı kılan şey, ‘’rehber öğretmen’’in kök kelimesinin ‘’Reşede’’ olmasıdır.

Tanrı bizlere, Kendi sisteminin imanlıları bir ‘’rehber öğretmen’’ aracılığıyla doğru yola iletmeyi gerektirdiğini söylüyor. Peki ikiyüzlüler ne söylüyor? Onlar Tanrı’nın sistemine karşı isyan ederler ve Tanrı’nın atamış olduğu öğretmeni reddederler. ‘’Biz kendi başımıza yapabiliriz’’ diye düşünürler.

Bir kez daha, 18:17’de belirtildiği gibi işte Tanrı’nın sistemi: 

Tanrı kimi saptırmayı irade ediyorsa,

Sen onun için bir rehber öğretmen bulamazsın.

Sadece imanlılar Tanrı’nın sisteminden yararlanıp ona sarılabilirler (bkz 9:24).

Cebrail Aracılığıyla İlâhî Duyuru:

Nuh’un zamanında olduğu gibi: Sadece Tanrı’nın elçisinin yanında duranlar kurtulacak.

Eğer 7’nci surenin 64’ncü ayetine bakarsanız şöyle söyler: “Onu (Nuh’u) reddettiler. Neticede onu ve onunla birlikte gemide olanları kurtardık ve vahiylerimizi reddedenleri denizde boğduk; onlar kördü.” Ayet 72 şöyle söyler: “Sonra biz onu (Hud’u) ve onunla beraber olanları katımızdan bir rahmetle kurtardık ve vahiylerimizi reddedenler ile imanlılar olmayı kabul etmeyenleri yok ettik.” Ayet 78-79 şöyle söyler: “Bunun üzerine, o sarsıntı onları evlerinde ölü bırakarak yok etti. O (Salih) şöyle diyerek onlardan yüz çevirdi, ‘Ey halkım! Ben size Rabbimin mesajını ilettim ve size öğüt verdim, fakat siz hiçbir öğüt verenden hoşlanmıyorsunuz.’ ” Ayet 83 şöyle söyler: “Bunun üzerine biz de onu (Lut’u) ve ailesini kurtardık, fakat karısını değil; o, mahkûm edilenlerle birlikteydi.” Ayet 91-92 şöyle söyler: “O sarsıntı onları evlerinde ölü bırakarak yok etti. Şuayb’ı reddedenler sanki hiç var olmamış gibi yok oldular. Şuayb’ı reddedenler kaybedenler oldular.” Ayet 101 şöyle söyler: “Sana bu toplumların tarihini aktarıyoruz: elçileri onlara açık kanıtlarla gitmişlerdi, fakat daha önce reddetmiş oldukları şeylere iman edecek değillerdi. Tanrı inkârcıların kalplerini işte böyle mühürler.”

Aynı dersleri 26:105-190’da da görüyoruz. Melek Cebrail bana Tanrı’nın planını iletti: O’nun Antlaşma Elçisi’nin yanında durmayı reddedenler, tamamen yok edilecekler.  Bana özel olarak bunun tıpkı Nuh’un zamanındaki gibi olacağı söylendi: Sadece Tanrı’nın elçisinin yanında duranlar kurtulacak. Allahu Ekber.

SÖZÜN ÖZÜ

Edip Yüksel

Assad Busool’a Meydan Okuma

Chicago İslam Koleji’nden Dr. Assad Busool’un inanılmaz aptallığı karşısında gerçekten şaşırdım. Dr. Busool, Kuran’ın matematiksel mucizesini ve Reşad’ın kanıtlanmış elçiliğini sözüm ona çürütürken, Besmele’nin 22 harften oluştuğunu ve Peygamber’in isminin (Muhammed’in) 5 harften oluştuğu iddiasında bulunmaktadır. Bu adamın sorunu ne? İşin garip tarafı, Dr. Busool mektubunda en büyük putlardan biri olan Al-Kurtubî’ye atıfta bulunarak Besmelenin 19 harften oluştuğunu bildirmektedir!!! Dr. Busool, yalanlarıyla öylesine körleşti ki, bu önemli itirafını gözünden kaçırdı. Bu sayfanın altında, Busool’un mektubunun 4. sayfasında yer alan gerçek dışı ifadesinin kopyasını görüyorsunuz.

Aynı sayfada Busool, İbn Kesir’in dünyanın dev bir boğanın 40.000 boynuzu üzerinde taşındığını iddia ettiğini bile bile utanmadan İbn Kesir’den alıntı yapmaktadır!!!

Son olarak, Assad’a sormak istiyorum: Fahreddin Râzî’nin Besmele tefsirinden haberdar mısınız? Bu büyük putunuz size Besmele’nin 19 harften oluştuğunu bildiriyor. Râzî’nin nasıl sayı sayılacağını bilmediğini mi sanıyorsun? Râzî’nin Reşat Halife’nin bir takipçisi olduğunu mu düşünüyorsun?

Busool’u halka açık bir tartışmaya çağırıyorum.

El-Besmele, cehennem ehlinin meleklerinin sayısına göre on dokuz harftir ki, onlar mütemadiyen “BİSMİLLAHİ er-RAHMAN er-RAHİM” derler ve bu onların güçlerinin kaynağıdır… İbn Atıyye bu rivayeti tefsir etmiştir:   Bu, tefsir (açıklama)  ilminin nüktelerindendir, sağlam ilimlerinden değildir.  (el-Kurtubî, Tefsir, Darü’l-Kelam, Kahire, 1980, c.1, s.92).

Mehdi: Şeytani Yanıltmaca

Kuran’ın 3:81 ayetinde Muhammed’den sonra bir elçinin geleceğine dair kehanetinden kaçmanın hiçbir yolu yoktur. 3:81 ve 33:7’den, Tanrı’nın Antlaşma Elçisi’nin Muhammed olmadığını öğreniyoruz. O halde literatürde bu elçinin izine neden rastlayamıyoruz? Böylesine önemli bir kehanet nasıl unutulup gitti? Şeytan’ın bu Kuranî kehaneti ortadan kaldırması mümkün olmadığından, zekice bir saptırma taktiğine başvurmuştur.

Hadis ve diğer Muhammedî literatür aracılığıyla Şeytan, Tanrı’nın Antlaşma Elçisi’nin yerine geçmek üzere Mehdi, İmam Zaman, İsa vb. bir dizi figür yaratmıştır. Şeytan “Nebi” ve “Resul” tanımlarını bile tersine çevirdi. Böylece Peygamber’in vefatından sonra insanlar Tanrı’nın Antlaşma Elçisi yerine, umdukları Mehdi’yi, İsa’yı, 12’nci İmam’ı beklemeye başladılar.

Şeytan milyonlarca Müslümanı hayalî, var olmayan bir figürü beklemeleri için kandırdı. Bu Şeytani komplonun aşamalı gelişimini ortaya koyan çok sayıda ipucu vardır. Örneğin ilk rivayetlerde beklenen kurtarıcıya “Mehdi Resul” deniyordu. Şeytan ikinci adım olarak “Resul” kelimesini kaldırdı ve beklenen kişiye sadece “Mehdi” adını verdi.

Kayda değer bir Hadis’te, Peygamber’in kendisinden sonra Hulefa-i Raşidin’in geleceği ve onların döneminin barış, adalet ve refah içinde geçeceği kehanetinde bulunduğu iddia edilmektedir. İroniktir ki, ‘El-Khulafa’ El-Raşidun’, Halife Raşed’in çoğuludur. Bu ismin Tanrı’nın Antlaşma Elçisi’nin ismine bu kadar yakın olması dikkate değer değil mi?

Tekno-Dini Problemler

Birkaç yıl önce, önde gelen Muhammedî âlimler, İslami meseleleri tartışmak üzere Pakistan’da bir araya geldi. Tartıştıkları konulardan biri de hırsızın elinin kesilmesiydi. Bazılarının dile getirdiği sorun, bu ileri tıp teknolojisi çağında hırsızın elinin yeniden takılabileceğiydi. Şimdi ne yapacağız?!!! Mollalar uzun uzun tartıştılar: Böyle bir ameliyata izin vermeli miyiz? Hırsıza elini geri mi verelim??!!

Mollaların tartıştığı bir diğer konu da:

Bilgisayarın diskinde Kuran yazıyorsa, adet gören bir kadının bilgisayara dokunmasına izin mi vereceğiz?!

Buhari: 1 Numaralı Düşman

Kuran Peygamber’in nazik biri olduğunu öğretirken (3:159), Buhari Peygamber’in gaddar ve acımasız olduğunu gösteren yüzlerce Hadis rivayet eder. Örneğin, “kâfir kocalarına ve babalarına ait oldukları için” kadınların ve çocukların öldürülmesini emretmiştir!!! (Buhari Cihad #146, Ebu Davud 113).

Hatırlayın

Nuh’un zamanında olduğu gibi; yalnızca Tanrı’nın Antlaşma Elçisi’nin yanında duranlar kurtulacaktır.

Nuh’un günlerinde nasıl olduysa, insanoğlunun günlerinde de öyle olacaktır. Nuh’un gemiye bindiği güne kadar yediler ve içtiler – ve tufan geldiğinde onların hepsini yok etti.   Luka 17:22-36.

Bunu tek başınıza yapamazsınız (4:115).

Teşekkürler

United Submitters International 4. Konferansı’na katılan ve düğün törenimizi unutulmaz kılan tüm erkek ve kız kardeşlerimize en içten teşekkürlerimizi sunarız.  [Edip ve Apameh]